Abdullah Quilliam, 1856 ‘da Liverpol’de doğdu. Ailesi tarafından metodist bir Hrıstiyan olarak yetiştirildi. Okudu avukat oldu. Araştırdı tarihçi oldu. Merak etti. Kimya ve elektrik alanında da usta oldu. Bir çok yabancı dil öğrendi.
Kuzey Afrika’ya yaptığı gezilerde İslam’ı merak etti. Araştırdı ve l887’de Müslüman oldu.
Evini cami haline getirdi. Yan binaları da satın alarak büyük bir külliye yaptırdı. Külliyenin içinde mescid, yemekhane,yetimhane, konferans salonları, elektrik, kimya , resim ve fotoğrafçılık atölyeleri de vardı.
Camide vaaz ederken, bazen Hristiyanları da davet eder, onların hoşuna gidecek tarzda işlemler yapardı. Mesela, org çalarak ilahiler söyler, toplantılarda onları da ısındırmayı çalışırdı. Yetimhanenin bir kısmı Hristiyan çocuklarına ait idi. Geniş ve hoş görülü bir bakış açısı ile İslam’a insanların daha kolay geleceğine inanırdı.
Sultan 2.Abdulhamit’in daveti ile 1891’de İstanbul’a geldi. O’na “Britanya Şeyhül İslamı ”ünvanı verildi Gazeteler çıkardı. Kitaplar yazdı. Dünyanın değişik yerlerine eserlerini gönderdi. Konferanslar verdi. Sadece İslam konusunda değil. Elektrik ,kimya, hukuk ve jeoloji alanlarında da.Pan İslamizm’i savundu Kendisini; “İngiltere Kralına bağlı bir Müslüman Britanyalı “ olarak tanıttı.
Ama zaman geldi,haksızlık karşısında İngiltere’nin dış politikasına karşı çıktı. Balkan Savaşı’nda İngiliz Başbakanı Gladiston’a ters düştü. Osmanlının haklı olduğunu savundu. İngiltere’nin Sudan’a yaptığı askeri harekatı haklı bulmadı.
Zaman zaman kendi ülkesinde aleyhine yazılar ve dedikodular çıktı. 1908’de tekrar İstanbul’a geldi. Ama o yıl, 31 Mart Vak’ası oldu ve 2.Abdulhamit tahttan indirildi.
Adülhamit’e hayrandı. Bir süre İstanbul’da kalmış ise de, İttihatçılar O’nu Abdülhamit yanlısı olduğu için “İngiliz Ajanı” olarak vasıflandırdı .Abdullah Quilliam, tekrar İngiltere’ye döndü. İslam uğruna çalışmalara devam etti. Ama İngiltere’de de İstanbul’a gelmeden önce aleyhine bir dünya faaliyet olduğundan ,ölmüş bir muhtedinin ismini kullanarak çalışmalarına devam etti. 1932’de öldü.
Aradan yıllar geçti.
İngiltere’de yaşamakta olana Somalili Fatma, dinlemekte olduğu bir İngiliz radyo evine bir mesaj bıraktı. Mesajında fakir olduğunu, yiyecek ve giyecek malzemelerine ihtiyacı olduğunu anlattı.
O sırada tesadüfen radyoyu dinlemekte olan Timothy Winter isimli bir profesör, kadınla dalga geçmek, O’nu küçük düşürmek ve aklını şaşırtmak için birkaç koli yiyecek- giyecek ve diğer şeyler gönderir. Profesör Timothy Winter ateisttir. İnsana Allah’tan başka birisinin de yardım ve himmet edeceğini ima etmeye çalışmaktır asıl niyeti. Paketleri eline verdiği yardımcısına der ki; ”Bunları kim gönderdi, dediğinde, şeytan gönderdi, dersin” der.
Ateist profesörün yardımcısı, Fatma’nın kapısını çalar.Kadın, güler yüzle geleni karşılar.Gelen,”sana yardım paketleri getirdim .Hem yiyecek var içinde, hem de giyecek der” Kadın, sevinçle paketleri alır Teşekkür eder.
Profesörün yardımcısı, fakir kadının bir sual sormasını beklemektedir. ”Bunları kim gönderdi”dese cevap hazırdır:” Bunları şeytan gönderdi” denecektir.Fatma bunu sormaz.
Ama ateist profesörün yardımcısı gene de öğretildiği gibi soruyu sorar: ”Bunları kimin gönderdiğini merak etmiyor musunuz ?”
Somalili fakir kadın: “Kimin gönderdiği ile ilgilenmiyorum. Çünkü Allah bir şeyin olmasını istediğinde Şeytanlar bile O’na hizmet eder” der.Kadın bu ifade ile profesörün kafasındaki şeytana taş atmıştır.
Profesörün yardımcısı şaşırır kalır. Asıl şaşıran ise ateist profesördür. Yardımcısı ofise gelince, elini oğuşturarak sonucu bekleyen profesör yardımcısına sorar: “Ne oldu, ne oldu. Anlat bakalım.”
Yardımcı : Kadın Allah bir şeyin olmasını istediğinde, şeytanın bile Allah’a itaat edeceğini söyledi. Kimin gönderdiğini hiç merak etmedi dedi. Profesör derin bir düşünceye daldı. Saatlerce ve günlerce düşündü..Allah’ın büyüklüğünü anladı. Şeytan’ın da Allah’ın emrinde olduğunu fark etti.Her işin başı Allah’mış dedi.
Müslüman olmaya karar verdi. O’nun adı şimdi Abdulhakim Murat’tır.
Abdulhakim Murat,Türkçe dahil 9 dil bilen bir alimdir. Eserlerinden birisi, Osmanlıda Dini Hayat’tır. Ve yukarıda ismini yazdığımız Abdullah Quiliam’ın yarım bıraktığı işleri yapan yardım kuruluşunun ve külliyenin başındadır.