Burdur’un girişlerinde “Teke Yöresi’nin başkenti gadın Burdur’a hoş geldiniz !” yazıyor. Tabelanın yanında şimdiki Belediye Başkanı’nın resmi de var.
Şehirleri Belediye Başkanları temsil ettiğinden, gelenlere “hoş geldiniz”demek de elbette başkanlara düşer. Şehirlerde vali,devleti temsil eder, Belediye Başkanı da halkı..
Burdur’dan her geçtiğimizde gördüğümüz bu tabelalardaki “gadın” ve “Teke Yöresi” “ifadeleri üzerinden birkaç kelam edelim dedik.
Buradaki “gadın”, kadın değildir. Konuşma dilinde hani, bazı kelimeler yumuşatılarak söylenir.Mesela Ankara’ya yöresel dilde “Angara” dendiği gibi. Ama bu böyle değildir.’Gadın’(k) harfinin yumuşatılarak söylenmesi gibi değildir.
“Gadın” kelimesini umumiyetle yörükler kullanır. Ve daha ziyade bu kelime Teke Yöresinde kullanılır.
“Gadın”; iyi, güzel ve saygın anlamındadır. Sözlükte ”gadın”ne demek diye baktığınızda açık ve net bir ifade ve açıklama yoktur. Konuyu bilmeyenler (k) harfinin yumuşatılarak söylenmesinden türemiştir derler. Ama sözlükte yazmasa da kullanma dilinde “gadın” kelimesi, muhatabı yücelten bir anlam taşır.
Bizim yörede “gadın anam”,gadın gızım”,” gadın ablam” gibi tabirlere çok rastlanır. Bu tabir erkekler için de söylenir. Babasının oğlundan bir şey isterken, kalbini yumuşatmak için “gadın oğlum” demesi gibi..
İşte burada bir şey daha öğrendik. Bir şehre de “gadın”denmiş.”Gadın Burdur”..”Gözel Burdur”..
Yörükler, kendi içlerinde ayrı bir konuşma dili oluşturmuştur. Bunların bazıları konuşa konuşa kelimelerin evrilmesi sonucu olmuştur. Bazıları da Orta Asya geleneğini takip ederek bugüne gelmiştir. Mesela, Teke Yöresi’nde kullanılan “ece” kelimesi, büyüklere hitaben söylenen bir tabirdir. Umumiyetle ablalara “ece “denir. Abilere dense de “ece”, ekseri ablalardır. Babam, ablalarından bahserken;”Tursun Ecem”,”Emine Ecem”,”Döndü Ecem”diye bahsederdi hep..Ece kelimesi de muhatabı yücelten bir hitap şeklidir. Hele “gadın ecem” demişsen, hitap ile karşılıklı sevgi daha da yükselir.
Burdur,Teke Yöresi’nin tam ortasındadır. Şehre Baladız’dan girdikten sonra mezarlığın yanındaki meydanda bir teke heykeli bile vardır. Liseye parasız yatılı olarak okumaya geldiğimiz Burdur,bizim gözümüzün açıldığı yerdir.
Malumlarıdır ki, Teke Yöresi, kültürel bir bölgedir. Ülkemizde coğrafi bölgeler ve bölümler olduğu gibi kültürel yöreler de vardır. Teke yöresi, bunlardan birisidir. Teke Yöresi yörüklerin bölgesidir. Buraların kültürel özellikleri, hayat tarzları, folklorik özellikleri aynıdır. Müzik de aynıdır. Mesela sipsi, Teke yöresi’nin her yerinde vardır. Kabak kemane de..Saz ve cura zaten var. Keçi gütmek, koyun sağmak ve diğer göçebeliğe ait adet ve görenekler her yerinde aynıdır Teke Yöresi’nin..
Teke Yöresi, Köyceğiz’den başlar. Doğu’ya doğru Dalaman, Fethiye, Antalya’nın batıdaki tüm ilçeleri, Burdur’un ve Isparta’nın tamamı ile Afyon’un Dinar ilçesi ve Denizli’nin Çameli ile Acıpayam ilçeleri Teke Yöresi’nin içindedir.
Teke Yöresi’nde hayatın birbirine benzemesi hep aynı işle meşgul olunmasından kaynaklanmıştır. Yani onun için oralar aynı özelliği taşır. Mesela, her yıl,bu aylarda Tefenni’de “Su büvetinde koyun yüme” günleri yapılır. O gün herkes, koyunlarını önceden hazırlanmış, önü tıkanmış büvet haline getirilmiş suyun başına getirir. Koyunların yaz boyunca tüylerine yapışan tozlar ve kirler burada paklanır. Bu “koyun yüme” işi; Fethiye’de de yapılır, Elmalı’da da..Höşmerim, Finikede de yapılır, Dirmil’de de..Çünkü yaşam aynı. Koyun onda da var, bunda da.. Yörüklük hayatın özü çünkü..
Buradan itibaren biraz da Burdur’un adının nereden geldiğine bakalım..
Kelime “Burada dur” kelimesidir aslında. Söylene söylene evrilme ile “Burdur” denmiştir. Bazı kaynaklarda “göl kenarı” anlamındaki “ Limonobria” kelimesinin evrilmesi ile Burdur kelimesinin oluştuğu söylenmişse de bu görüşe pek itibar edilmemiştir.
1320’li yıllarda Anadolu’ya gelen ,Anadolu’nun her yerini gezen Seyyah İbni Batuda eserinde Burdur’dan “Birdir” diye bahseder.
Yaygın görüş, Avşar Obasının Baladız’dan gelirken, en son durduğu yer olması sebebiyle; “Burada duralım gali” deyip, orada yerleşilmesinden şehre Burdur denmiştir.
Avşar Obası ovaya geldiğinde, önce şimdiki ismi (Askeriye) olan yere çadırlar kurulur. Burada bir süre kalınır. Obada kavga çıkar. Burdur’a daha yakın olan Kışla köyüne göçülür. Orada yerleşilir. Orada bir kavga daha çıkınca, ”şimdi neye gidelim” dediklerinde birisi; “Eske yere”der. Bu sefer topluca eski yere, yani ilk çadır kurdukları yere gidilir. Oranın adı da Eskiyere Köyü olur. Oradan bir kere daha göç etmek zorunda kalındığında; şimdiki Burdur’a gelinir. ”Hep göçüp durmayalım gali. Burada duralım gali”denir. Burada dur, Burdur olur..
Burdur, bizim gözümüzün açıldığı yerdir demiştim. Orası ile ilgili yüzlerce ve binlerce hatıramız vardır. Orada hala görüştüğümüz yüzlerce arkadaş edindik. Hayatı orada öğrendik. Şehir,şimdi bizim talebeliğimizden sonra 3 kat büyüdü. Bizim dönemimizde 10 yıl belediye başkanlığı yapmış Dr. Zeynel Abidin Tonguç’a “efsane başkan” denirdi. Dr. Tonguç bir sınıf arkadaşımızın babası idi. Ondan yıllar sonra kendi sınıf arkadaşımız Sabahaddin Akkaya, Belediye başkanı oldu.Sabahaddin ile 4-c’de aynı sınıfta idi. Hala görüşürüz. Yeni Başkan Ali Orkun Ercengiz, bizden bir kaç jenarasyon sonra. Genç ve dinamik. Burdur’a iyi ve güzel hizmetler yapmasını dileriz.
Efendim, yazı çok uzadı.
“Gadın Burdur”a selam olsun..
NOT: Eskiyere köyüne şimdi Askeriye Köyü deniyor. Eskiyere söylene söylene evrilmiş Askeriye olmuştur. O’nun asıl adı Eskiyere’dir. Askeriye ile ilgisi yoktur. Orası askeri bölge de değildir.l963’te biz Burdur’a gelirken, köyün girişinde Eskiyere diye yazıyordu. Hatta bu sefer Fethiye’ye giderken köyün girişinde bulunan kuru derenin üstündeki köprünün başında hala Eskiye Köprüsü diye yazıyor Askeriye Köprüsü değil .Eskiyere köprüsü.. Devlet, Avşar Obası’nın anısına köyün eski ismini geri vermelidir .