Eğitim-Bir-Sen Yayınları arasında, ‘7 Güzel Adam’ diye nitelenenlerden biri olan, eğitimci yazar ve şair Mehmet Akif İnan adına çok güzel bir set hazırlanarak okuyucuların istifadesine sunulmuş.
‘İZ BIRAKAN ÖĞRETMEN Mehmet Akif İnan’ II. Ciltte yer alan, Amerikalı eğitimci şair Helen Buckleyn tarafından yazılan ve tercüme edilen şiiri paylaşmak istiyorum.
Eğitimde karşılaştığımız çok önemli bir problemi, örnekleyerek çok güzel ifade etmiş.
Eğitimcilerin, anne/babaların sorumluluğunda olan çocukların özgür düşünebilmeleri ve keşfedici olabilmeleri için gerekenlerin yapılması konusunda dikkatli olmak bir sorumluluktur.
Şiirin vereceği mesajın yeterince alınacağını umarak, eğitimcilerin/ öğretmenlerin ‘ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ’ kutlarım.
KÜÇÜK ÇOCUK
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde,
Okula giden bir küçük çocuk vardı.
O küçücüktü ve okul da koskocaman.
Ve küçük çocuk,
Avluya açılan bir kapıdan geçip,
Sınıfına hemencecik girebileceğini öğrenince
Mutlu oldu.
Ve gözünde okul ona,
Artık koskocaman gözükmedi.
Ve bir sabah,
Artık uzun bir süredir, küçük çocuk okullu iken,
Öğretmen dedi ki:
“Bugün bir resim çizeceğiz.”
Ne güzel diye düşündü küçük çocuk.
Resim yapmasını severdi.
Bir sürü resim çizebilirdi.
Aslanlar, kaplanlar,
Tavuklar, inekler,
Trenle, gemiler.
Hemen pastel boya kutusunu çıkarıverdi,
Ve çizmeye koyuldu.
Fakat öğretmen seslendi: “Bekleyin,
Daha hemen başlamayın! “
Herkesi süzdü hazırlar mı diye baktı.
“Şimdi” dedi öğretmen.
“Çiçekler çizeceğiz.”
Ne hoş dedi küçük çocuk,
Çiçek çizmeyi çok severdi.
Ve güzel mi güzel çiçekler çizmeye başladı.
Pembe ve mavi ve turuncu boyaları ile.
Fakat “Bekleyin” dedi öğreymen.
“Ben göstereceğim size nasıl çizeceğinizi”
Onunki kırmızıydı yeşil saplı.
“Haydi” dedi öğretmen.
“Artık başlayabilirsiniz.”
Küçük çocuk,
Öğretmenin çiçeğine baktı,
Sonra kendi çiçeğine.
Kendi çiçeğini öğretmeninkinden daha çok sevmişti.
Fakat bunu söyleyemedi.
Defterindeki sayfayı çevirdi,
Ve öğretmeninkine benzer bir çiçek çizdi.
Kırmızı idi ve yeşil saplı.
Başka bir gün,
Küçük çocuk kapıyı dışarıdan,
Kendi başına açmıştı.
Ve o anda öğretmen şöyle dedi.
“Bu gün killi çamurla bir şeyler yapacağız.”
Ne güzel diye düşündü küçük çocuk.
Killi çamurla oynamayı çok severdi.
Killi çamurla bir sürü şey yapabiliyordu.
Filler ve fareler,
Arabalar ve kamyonlar.
Ve killi çamura elini uzattı,
Bir avuç almak için çekiştirirken çamuru,
Öğretmen dedi ki,
“Bekleyin! Daha başlama zamanı gelmedi”
Herkesi süzüp hazırlar mı? diye baktı.
“Şimdi” dedi öğretmen.
“Bir kap yapacağız.”
Ne hoş dedi küçük çocuk,
Kap yapmayı çok severdi.
Ve her boyda ve türlü şekillerde kaplar yapmaya başladı.
Fakat “Bekleyin” dedi öğretmen.
“Ben göstereceğim size nasıl yapacağınızı”
Ve herkese gösterdi, derin bir kabın nasıl yapılacağını.
“Haydi” dedi öğretmen,
“Artık başlayabilirsiniz.”
Küçük çocuk öğretmenin kabına baktı,
Sonra da kendininkine.
Kendi yaptığı kabı öğretmeninkinden daha çok sevdi.
Fakat bir şey söylemedi.
Elindeki killi çamuru bir top halinde yuvarladı yine,
Ve öğretmeninki gibi bir kap yaptı.
Derin bir kap.
Ve çok geçmedi
Küçük çocuk beklemeyi öğrendi,
Ve izlemeyi.
Ve tam öğretmeninki gibi şeyler yapmayı.
Ve çok geçmeden,
Kendi başına artık hiçbir şey yapamadı.
Ve gün geldi,
Küçük çocuk ve ailesi,
Başka bir eve taşındılar,
Başka bir şehirde.
Ve küçük çocuk,
Başka bir okula gidiyordu artık.
Bu okul öncekinden daha büyüktü.
Ve sınıfına,
Avludan bir kapı da yoktu.
Üst kata yüksek basamaklardan çıkmak zorundaydı.
Ve uzun bir koridor boyunca
Gitmeliydi sınıfına.
Ve daha ilk gün,
Yeni okulunda,
Öğretmen seslendi.
“Bu gün resim çizeceğiz”
Ne güzel dedi küçük çocuk,
Ve öğretmeni bekledi,
Ne yapacağını söylemesi için.
Fakat öğretmen bir şey söylemedi.
Sadece sınıfta sıraların arasında dolaştı.
Ve küçük çocuğa geldiğinde,
“Sen resim çizmek istemiyor musun?” dedi.
“Evet” dedi küçük çocuk,
“Ne çizeceğiz?”
“Sen çizmezsen ben bilmem ki” dedi öğretmen.
“Nasıl çizmemi istiyorsunuz?”
Diye sordu küçük çocuk.
“Niçin? Nasıl istiyorsan öyle.” Dedi öğretnen.
“Her renk olabilir mi?”
Diye sordu küçük çocuk.
“Her renk” dedi öğretmen.
“Eğer herkes aynı resmi çizseydi,
Ve aynı renkleri kullansaydı,
Kimin neyi çizdiğini nasıl bilebilirdim
Ve hangisinin kime ait olduğunu.”
“Biliyorum” dedi küçük çocuk.
Ve kırmızı bir çiçek,
Çizmeye başladı,
Yeşil saplı.
Verilen mesajın alındığını ümit ediyorum. Fedakar öğretmenlerimize saygılarımla.