Toplumda yaygın yanlış, düzgün doğrudan önde tutuluyor. Bu manada Osmanlı Büyüklerimiz, "Galat-ı meşhur, lügat-ı fasihten evladır" demişlerdir.
Dün haberleri izlerken TV. Kanallarımızın birinde; THK'nın kayyum başkanının istifa haberi verilirken, ekranının alt yazısında "MUHATAP" kelimesi çift "TT" ile "MUHATTAP" olarak yazılıydı.
Belki bir dikkatsizlik hatasıdır diye düşündüm. Ama haber bitimine kadar düzeltme yapılmadı.
Bu kelimenin böyle hatalı telaffuzunu bazı TV fenomeni İstanbul sosyetesi de kullanıyor. Bir de bu sosyetede "...ile" kelimesinin sonuna "n" harfi ekleyerek "seninlen, ...şununlan, bununlan.." şeklinde konuşma modası başladı. Cumhuriyet döneminde "Arı Dil Efsanesi" ile İstanbul lehçesini esas alan anlayış, galiba yine İstanbul lehçesi ile çöküyor.
Televizyonlarımızın bir esas görevi de, güzel Türkçemizin doğru telaffuzunu, halkımıza örnekleyerek öğretmek olmalıdır. Bu kanallar Türkçemizin doğru konuşulmasını sosyeteden değil, kaynağından öğrenmelidir.
Bu konuda RTÜK de denetim görevini ciddi takip ile yapmıyor. Genel ahlaka aykırı yayınlar kadar, genel kültüre aykırı yazımların ve konuşmaların da denetimi yapılmalıdır.
Cumhuriyet tarihimizin en eski kurumlarından biri olarak sözde Türkçemizin "arılığını ve duruluğunu" kendine özel hizmet alanı edinmiş ve bunun için ATATÜRK'ün mirasından da pay alan TDK (Türk Dil Kurumu) da görevini yapmıyor. Bu kurum, imla kurallarından "transkripsiyon / düzeltme" denilen dilin yapısına göre "inceltme-uzatma…" gibi yazım işaretlerini kullanımdan kaldırmakla yanlış yapmıştır. Herkes işine geldiği ve becerebildiği şekilde Türkçe konuşuyor; bir "curcunadır" gidiyor.
Geçenlerde, Ankara'nın ilçelerinden olan ve benim de Müftülük görevinde bulunduğum "Bâlâ" ile ilgili bir haber verilirken spiker ve muhabirlerimiz, uzatmasız olarak "Bala" şeklinde söylüyorlardı. Uzatmalı olarak "bâlâ" yüksek anlamına gelir; kısaltılmış olarak "bala" ise, "küçük erkek çocuk" demektir. Anlam farkına bakalım, hiç alakası var mı?
Daha bunlar gibi nice yanlış telaffuzları ile haber medyamız Türkçemizi konuşmada çocukluk çağını yaşıyor.
Bugün dünya gündemine eskisinden daha çok oturmuş olan "Tâlibân" haberleri verilirken de uzatmadan "Taliban" denilerek aynı hatalar yapılıyor.
Bakıyorum da Batı Kültüründe yetişmiş olan spiker ve muhabirlerimiz Avrupa dillerinden gelen kelimeleri yerli yerince eğip bükmeden konuştukları halde, Şark kültürü kökenli Arapça-Farsça kelimeleri yamultarak söylemektedir. Bu tür kelimeleri kuşa çevirerek telaffuz ediyorlar. Halkımız da doğrusunu böyle sanıyor.
Yani anlayacağınız denetim olmayınca, yaygın yanlış, düzgün doğruyu geçiyor.
KEMALCE