Şehitler insanlık ağacının can suyudur. Şehitlik, Habil’in katli ile başlayan; Hz. Zekeriya, Hz. Yahya, Hz. Hamza, Hz. Hüseyin gibi şuhedâ serdarlarıyla devam eden ve on binlerce Bedir, Uhut, Sıffiyn, Malazgirt, İstanbul Fethi, Rumeli, Çanakkale, İstiklal Harbi, Kıbrıs… Ve… 50 yıldan beri peşimizi bırakmayan terörde verdiğimiz binlerce, on binlerce, yüzbinlerce, milyonlarca şehitlerle günümüze kadar gelen şehitler silsilesidir.
Allah (c.c.) genişliği yerler ve gökler kadar olan cennetleri onlara tahsis etmiştir. Peygamberlerden sonra cennetin en âli makamları onlara aittir…
Allah, onların canlarını cennet karşılığında satın aldığını vadetmiştir. Onlar Allah ile büyük bir alış veriş yapmışlardır.
Onlar yeryüzünde ekmek, rızık ve geçim derdi ile sürünen diriler gibi olmayıp Allah tarafından rızıklanıyorlar ve geride kalan kardeşleri için “ Ah bilselerdi ki Rabbimiz bize neler vermiş…” diyerek müjde veriyorlar. Bunlar Kur’an haberleridir. Hz. Peygamber, “Şehitlerin kul hakkı dışındaki bütün günahları affedilmiştir” diye haber veriyor.
Akılların kavrayamadığı o kadar şey var ki… Rüya ve gayb hallerine bile vakıf olamazlar. İnanmayanlar, onları dünyaya getiren ana baba ve ecdadının nerede olduğunu düşünsünler.
Şehitlik inancın, cesaretin, fedakârlığın, yiğitliğin sonucudur.
“Hazır ol cenge eğer ister isen sulh u salâh” diyen ecdat, insanın en önemli korunma kanununa işaret etmiştir. Üzerine gelecek tehlikeyi göğüslemeye ve karşı koymaya cesaretin varsa düşmanı püskürtürsün. Yenilsen bile ölümünle onun saldırgan caniliğini durdurursun. Artık ölüler ondan hiç korkmayacaklardır. Lakin o düşman, her an yaşama tutunmak için ölümün soğuk hafakanlarıyla boğuşan bir hayat sürecektir.
Eğer Müslüman şehitliği göze almamış olsaydı, geride kalanlarıyla beraber ya toplu bir ölümü, ya da devamlı bir zillet hayatını hak edecekti. Şehit olduğunda bir kere ölür amma teslim olmayı kabul etse idi düşmanının hakaret ve işkenceleri altında her gün ölümden beter bir zillet yaşardı.
İşte bu nedenle şehit, “her gün ölmektense bir kere öleyim; ben öleyim ki sevenlerim yaşasın; ocağım, yurdum sönmesin” diyecektir.
Bazı insanlarımız bu günlerde gelen şehit haberlerine istinaden “Ne işimiz vardı Suriye’de, Irak’ta, Libya’da ?” vs. gibi mantıkdışı söylemlerle güya bunların “boş yere telef edilmiş evlatlarımız” olduğunu söylemektedirler. Bunlar, şehitlik makamını ya hiç bilmeyen ve ona inanmayan iman yoksunudurlar, ya da sırf siyasi ideolojik saiklerle bunları söylüyorlar.
Bunların dedikleri haklı olsaydı, bizim cetlerimiz, bize binlerce yıllık bir medeniyet mirasını nasıl bırakacaklardı? Onlar, dünyanın dört bir bucağında yeryüzünün ıslahı ve nizam-ı âlem için nöbet tutan ecdat idi. Bu gün de yeryüzündeki zulme ve zalime karşı elimizden geldiğince uzak yakın demeden, gücümüz yettiğince nöbet tutmaya devam edeceğiz. Bu bizi küçültmez büyütür. Bir ölürüz amma bin diriliriz.
Onlar ne kadar gerçeklere gözünü ve gönlünü kapatırlarsa kapatsınlar gerçek değişmeyecektir.
Bu düşüncelerle yazdığım şiirimi Ana Haber Gazete okurlarıma arz ediyorum:
ŞEHİTLER OLMASA
VATAN OLMAZDI
Şehitler, vatanın bağrında güldür
Şehitsiz milletin hayatı züldür
Yurtları virane, yangın ve küldür
Bayrağın altında yatan olmazdı
Şehitler olmasa vatan olmazdı
Ölüm değil midir hayatın sonu?
Miskin ölmektense istemem onu
Cennet olmasaydı şehidin yönü,
Evlad u iyâlin, ata’n olmazdı
Şehitler olmasa vatan olmazdı
Kükreyince Arslan sırtlana karşı
Titremeye durur Rahman’ın arşı
Göklerde çalınır özgürlük marşı
Düşmanın gözüne batan olmazdı
Şehitler olmasa vatan olmazdı
Yeryüzü fesadı bitmezdi asla
Zalimler merhamet etmezdi asla
Toprak kararırdı matemle, yasla
Toprağı perçinle tutan olmazdı
Şehitler olmasa vatan olmazdı
Namusu, ârını yerde bulurdun
Ayaklar altında ezik kalırdın
Yangın yeri idi meskenin, yurdun
Saldırgan caniye çatan olmazdı
Şehitler olmasa vatan olmazdı
Perme perişandı dünya pazarı
Selamet yurdudur şehit mezarı
Olmasa şehide Hakkın nazarı,
Melekleri harbe katan olmazdı
Şehitler olmasa vatan olmazdı
“Boş bir ölüm” diyen beyinsiz ahmak
Hayat merdivendir; günler, basamak
Olmasa ukbâ’da sermest yaşamak,
Canını cennete satan olmazdı
Şehitler olmasa vatan olmazdı
Savaş meydanında korkak olsaydı
Ölümlere karşı ürkek olsaydı
Sen gibi sünepe erkek (!) olsaydı,
Sabır denizini yutan olmazdı
Şehitler olmasa vatan olmazdı
Hisarî, hilaf yok senin sözünde
Yıldızlar uçuşur şehit gözünde
Güneşler batmasa onun yüzünde,
Sonsuzlukta, mesrur biten olmazdı
Şehitler olmasa vatan olmazdı.