İmparatorluk iddiasından vazgeçmeyen Kantakuzen nihayet, Foça muhasarasında tanışmış olduğu Aydınoğlu Gazi Umur Bey’den yardım istedi. Umur Bey, Kantakuzen’e otuz iki gemi ve yirmi dokuz bin askerle yardım etmiş ve Dimetoka’ya gelen Bulgarları oradan kovmuştur. Umur Bey ertesi sene yine Rumeli’ye geçmiş ve bu yardım sayesinde Kantakuzen, rakipleri tarafından tertip edilen tehlikelerden kurtulmuştur.
Bu arada Papa ve Avrupa boş durmamaktadır.
Yıl 1344. Papa, Venedik, Rodos, Kıbrıs ve Ceneviz ittifakıyla oluşan bir Haçlı ordusu Aydınoğulları üzerine yürüyüp donanmayı da yakınca, Umur’dan yardım umudunu kesen Kantakuzen telaşa düşmüş, fikrini sorduğu Umur’un da tavsiyesi üzerine yardım için Osmanoğlu Orhan Bey’e müracaat etmiştir. Umur Bey, Saruhan Bey’in tavsiyesiyle Haçlılarla mütareke yapmış ve Saruhan Bey ile Karasi oğlunun kuvvetleri de yanında olduğu halde 1345’de Çanakkale yoluyla Rumeli’ye geçmiş ve dostu Kantakuzen’e yardım etmiştir. Bu sırada evvelce Kantakuzen’in hizmetine girmiş olan Bulgar Momiçilo adındaki çete reisi, sonradan Kantakuzen aleyhine dönmüştü. Umur Bey, başında birçok serseri bulunan ve İskeçe ile kuzey Yunanistan’a kadar Rodob bölgesine hâkim olan Momiçilo’yu mağlup ederek öldürdü ve akabinde buna tâbi olan şehir ve kasabaları Kantakuzen işgal etti. İşte bundan sonra Kantakuzen, Orhan Bey’in yardımıyla işini görmeğe başladı.
ORHAN GAZİ KANTAKUZEN’E DAMAT OLUYOR
Orhan Gazi, İmparator Kantakuzen’e ilk defa beş, altı bin kişi ile yardım etti, Süzebol müstesna bütün Karadeniz sahilleri küçük imparator Yuannis’in annesi Anna’nın elinden alındı, Edirne zaptedildi. 1346 Mayısta Kantakuzen’in kızı olan Teodora’yı Orhangazi nikâhladı.(*) Kantakuzen Rumeli’de hâkim vaziyete geçince İstanbul’u almak istedi. Orhan Gazi’nin verdiği kuvvetlerle şehri kuşattı ve bir sene süren muhasaranın ardından, taraftarlarının da Yedikule kapısını açmaları üzerine İstanbul’a girdi. Ve küçük imparator Yuannis’le beraber imparatorluğu kabul edildi.
Orhan Gazi 1347 yazında Üsküdar’a gelerek kayın pederi Kantakuzen ile görüştü. Sırplara karşı hareket etmek için imparatora altı bin kişilik bir kuvvet verdi. Ama bakınız sonra ne oldu, Kantakuzen ne yaptı? (Gelecek hafta Kantakuzen’in Sonu).
____________:
(*) Muralt, Kantakuzen’in, Orhan Gazi’yi kendine bağlamak için bir sene evvel kızını vermeği vadettiğini ve ondan beş bin kişilik bir kuvvet aldığını, yazıyor.
Kantakuzen ise kendi yazmış olduğu tarihte, Orhan’ın kızına talip olduğunu belirterek şöyle diyor: İmparator (yani Kantakuzen) Orhan’ın teklifini kabul etmekle beraber bu hususta maiyyeti ve mutemetleriyle görüştü; onlar böyle mühim bir anda Orhan’ın yardımına ihtiyaç olduğunu söyledikleri gibi bunun emsali de olduğunu beyan ettiler. Bundan başka Kantakuzen dostu olan Aydınoğlu Umur Bey’in fikrini sordu. Umur Bey, bunun imparator için pek faideli olacağını ve Orhan’ın kendisi gibi samimi hisle mütehassis olduğunu ve bizzat imparatorun yardımına gelmesi en büyük arzusu ise de Orhan’ın Trakya sahili karşısında bulunmasına göre bu yardımı süratle yapabileceğinden emin olduğunu bildirdi. Bunun üzerine Kantakuzen, Orhan’a bir heyet gönderip kızını aldırmasını bildirdi.
Sonradan tarihçi olan Kantakuzen, Teodora’nın nasıl gelin olduğunu pek güzel anlatır:
“Orhan otuz gemi ile bir hayli süvari ve mûtemed adamlarından bazılarını gönderdi. İmparator, ordusu ve kraliçe ile birlikte Silivri’ye geldi. Kızını yabancılarla evlendirmiş olan selefi imparatorlar gibi an’aneye riayet ederek Silivri haricinde bir taht kurdurdu. Ertesi günü İmparatoriçe diğer kızlarıyla beraber çadırda kaldı. Orhan’a zevce olacak Teodora ise tahta geçip oturdu. İmparator da gelerek tahtın etrafındaki sırma işlemeli perdenin ipini kesti ve perdeler açılınca Teodora taht üzerinde göründü. Etrafında ağaları diz çökmüş halde şamdan tutuyor ve müzik ile ahenk oluyordu. Birkaç gün sonra Türk heyeti gelini alıp büyük meserretlerle (sevinç ve şenliklerle) götürdüler. Teodora güzel merasimle karşılandı. (Kantakuzen, c.7, s. 689-690. Geniş bilgi için bkz. Uzunçarşılı, a.g.e. sayfa: 135, 1 Nolu dipnot.)