Aksakal, Hıristiyan Batı ve diğer İslâm dışı milletler için “işleri bitince yön değiştirip kendi aralarında birlik oluyorlar” demiş, Kore örneğini vermişti. Dönekliğin daha ilerisi, bunlar menfaatleri gerektirirse mezheplerini bile değiştiriyorlar.
Orhan Gazi oğlu Süleyman Paşa, Rumeli sahiline yerleştikten sonra faaliyete başladı. Gelibolu yarımadasının en dar yeri olan Eksamiliye berzahını aşarak Doğu Trakya’ya ayakbastı. Malkara ile Keşan’ı aldı. Çorlu’yu da alarak İstanbul ile Edirne yolunu kesti.
İmparator Yuannis’in, Türkleri buradan çıkarmak için kuvveti olmadığından, aleyhine daha fazla gelişme olmaması için Orhan’la iyi geçinmek mecburiyeti vardı. Nitekim Orhan’ın, Kantakuzen’in kızı Teodora’dan doğmuş olan oğlu Halil 1356’da İzmit körfezinde kayıkla gezerken Ceneviz korsanları tarafından yakalanıp Foça’ya götürülmüştü. Yuannis bu çocuğu kurtarmayı üzerine almış, yarısı kendi tarafından ve diğer yarısı da Orhan tarafından doksan veya yüz bin altın vermek suretiyle şehzadeyi kurtarıp İstanbul’a ve oradan da İzmit’e getirip (Mart 1359) babasına teslim etmiştir. Aynı senede yapılan bir andlaşma ile Yuannis, Orhan Bey’in Rumeli’de yerleşmesini kabul etmiş ve on yaşındaki kızını şehzade Halil ile evlendirmeyi kararlaştırmıştır.
İMPRATOR YUANNİS AVRUPA’DA YARDIM ARIYOR
Venedik Doçu Lorenzo Çelsi, 1361’de imparatora Osmanlılar aleyhine bir ittifak teklif ettiyse de bir netice hasıl olmadı. Venediklilerden ümidini kesmiş olan İmparator, kendisine yardımcı bulmak üzere Avrupa’ya gitti ve oradan Macaristan’a geçerek kıral Layoş’u ziyaret etti. Kendisine yardım edilecek olursa Katolik mezhebini kabul edeceğini bildirdi. İmparatorların bu mezhep değiştirme teklifi çok evvel Mihail Paleologos (1261-1282) zamanında başlamıştı. İşte âciz ve sıkıntılı duruma düşmüş olan Yuannis de annesi (Fransız Anna dö Savua)’nin Katolik ve yüksek bir hanedana mensup olmasından dolayı batıdan yardım ümidiyle bu eski siyasete başvurmuş ve bunun için Avrupa’ya gitmişti.
Savua kontu VI. Amedeo –ki İmparator Yuannis’in dayısı idi-, Macar kıralının mektubu ve Papanın ısrarı üzerine Macarlar’ın ve Kıbrıs’ın da iştirakiyle, Mukaddes harb adı verilen bir sefer ilan ederek 1366’da Osmanlılar üzerine yürüdü. O tarihlerde Osmanlıların bununla çarpışacak kadar henüz ne donanması ne de denizci ve gemicileri vardı. Biraz mukavemetten sonra Gelibolu düştü ve Haziran 1367’de Rumlara verildi.
Bulgar kıralı Şişman, Macarlar’ın Bulgaristan’a yerleşmek istemelerine kızdığı için, Macaristan’dan Bulgaristan yoluyla İstanbul’a dönen Yuannis’i tevkif ile Niğbolu’da hapsetti. Amadeo, bundan sonra bütün gayretini yeğeni olan imparatoru kurtarmaya hasretti. Bulgar sahillerini vurdu, bu sırada Skafida’da bulunan Osmanlı gemilerini yaktı. Varna’yı muhasara ettiyse de elde edemedi. Bulgar kıralı bu girişimlerden korktu ve imparator Yuannis’i serbest bıraktı. (1366)
DAYI AMEDEO YEĞEN İMPARTORDAN PARA İSTİYOR
İstanbul’a dönen Yuannis, bu defa da kendisini kurtaran dayısı Amedeo’nun hizmetine mukabil para isteği ile karşılaştı ve Katolik olmasını istedi. Oysa Ortodoks olan Balkanlar, Katolik kilisesine bağlanmaktansa kendi mezheplerinde kalmak suretiyle vicdan hürriyetine hürmet eden Osmanlı Türkleri idaresinde yaşamayı tercih ediyorlar ve hatta kuzeyden gelen Katolik tazyikine karşı Osmanlı idaresini kurtarıcı olarak görüyorlardı.
İmparator V. Yuannis, karısının ve tebaasının aleyhdar olmasına rağmen, kiliselerin birleşmesi meselesini Papa ile görüşmek üzere tekrar Avrupa’ya gitti, yerine de yanında bulunan büyük oğlu Andronikos’u bıraktı. Roma’ya giden imparator, dört kardinalin hazır bulunduğu merasimde Katolik mezhebine geçti. (1369) Fakat dini istiklallerini kaybedecek olan patrik ile diğer Rum papasları bunu önemsemediler ve imparatorun Katolik olmasından kendi lehine bir fayda hâsıl olmadı.
AVRUPA’DA AHDE VEFA VAR MI?
Avrupa’nın önemli merkezlerini dolaşan Yuannis, bol keseden vadedilen yardımların hiç birisini elde edemeden geri döndü. Bu defa da dönüş yolunda Venediklilere olan borcundan dolayı tevkif edildi. Yerine bıraktığı oğlu Andronikos’tan para istedi ancak para olmadığı cevabını aldı. Selanik valisi olan diğer oğlu Manuel’in gönderdiği bir miktar para karşılığı Venediklilerin elinden kurtuldu.
İmparator, Avrupa ve Papadan istediği yardımlar bir türlü gelmediğinden artık o taraflardan tamamiyle ümidini kesmiş olarak 1373’de Osmanlı hükümdarı I. Murad’la anlaştı. Osmanlı fütuhatını tanıdı, icabında Osmanlılara asker vermeği kabul etti ve üçüncü oğlu Teodor’u da Osmanlı sarayına rehin verdi.
(Gelecek hafta, Şehzadeler Babalarına İsyan Ediyor)