Soru
Biz arıcılık işiyle uğraşıyoruz. Bazen kafama takılıyor, hakiki organik balların kilosu kalitesine göre 100-150-200 gidebiliyor, ancak petekle satışı yapılan çıtaların ağırlığı 200 gr. Yani 2 kiloluk bir petek balın yaklaşık yüzde 10’u çıta, çıta da bal fiyatından satılmış oluyor. Bunun böyle alınıp satıldığını alan da satan da biliyor. Bunun ticaretimize bir mahzuru var mı? Yoksa her sattığımız balda çıtayı kilodan düşmemiz gerekir mi?
Cevap
Bu satışın caiz olabilmesi için iki şart var:
1. Müşteriye çerçevenin bal ağırlığına dâhil edildiğinin; yani çerçevenin de bala dâhil olarak tartılıp satıldığının bildirilmesi,
2. Çerçevenin ağırlığının bilinmesi.
Eğer çerçevenin ağırlığı bilinmezse satılan balın da miktarı bilinemez; bu sebeple balın neti ile çerçevenin ağırlıkları bilinecektir. Bu takdirde çerçeve de bal fiyatına ve bala dâhil olarak satılabilir.
Soru
Muâhâzâtun-nisa konusu... Bazen ailecek cemaat oluyoruz, annem yaşlı oturarak kılıyor, ayaklarını uzatınca ayakları erkeklerin saf düzenini geçerse namazı sahih olur mu? (Bütün gövdesi arka safta ayakları uzatmadan dolayı öndeki erkek saflarının önünde oluyor).
Cevap
Önce şunu söyleyeyim:
Anneniz yere oturup ayaklarını uzattığında kıyamı, rükûu ve secdeyi ima ile yapıyor. Hâlbuki secde için bir sandalye veya tabure vb. üzerine otursa, -yerden ayağa kalkamadığı halde sandalyeden oturup kalkabiliyorsa- kıyamı ve rükuu tam yapar, yalnızca secdeyi ima ile yapar. Bu durumda illa da yere oturacak, kıyam ve rükûun aslını da (ima ile olmayanını da) feda edecek diye ısrar etmenin bir delili yoktur; iki rüknü yapabildiği halde terk ettiği için de namazı tehlikeye girer.
Yerde bacaklarını kıbleye doğru uzatarak oturup namaz kılan bir kadının göğsü erkeğin gerisinde olursa erkeğin namazına zararı olmaz. Kadının namazına da zararı olmaz. Uygun olanı ise göğsün, bir saf kadar uzakta olmasıdır.
Kadınların erkekler hizasında bulunarak ve aynı imama uyarak, aynı düzlemde, arada bir perde, duvar vb. bulunmadan namaz kılması hâlinde sağında bir, solunda bir, arkasındaki hizasında bir erkeğin namazlarının bozulması Hanefî mezhebine göredir. Başka bazı mezheplerde kadının aynı hizada veya önde bulunması erkeğin de kadının da namazını bozmaz.
Harem-i şerifte muhâzât kuralı uygulanmaz.