Sosyal medya çıkalı toplumda konuşma hastalığı da yaygınlaştı.
Eskiden insanlar bilmedikleri konuda yorum yapmazlar, bilenleri dinlerlerdi. Şimdi ise "bilip bilmeden"konuşuyor, yorum yapıyor. Böyle tutarsızlıkları ile ne duruma düştüklerinin de farkında değiller. Atalarımız,"Biliyorsan konuş ibret alsınlar; Bilmiyorsan sus seni adam sansınlar" demişlerdir.
Konuşan tek varlık olarak insanın dudakları şahsiyetini örten bir perde gibidir; konuşup açıldığında gerçek kalitesi ortaya çıkar.
Osmanlı büyüklerimiz de,
"Kelamın fıdda (gümüş) ise sükut et olsun zehep (altın);
Ehl-i kemalat (olgun kişiler) kemalatı (olgunluğu) sükut ile buldu hep" demişlerdir.
Büyüklerin bu altın sözü, günümüz Türkçesine, atasözü olarak; "Söz gümüşse sükut altındır" şeklinde yerleşmiştir.
Şimdi artık altını falan düşünen yok, ağzı olan konuşuyor, yazıp çiziyor.
Peygamber efendimiz de bir hadisi şerifinde, "Allah'a ve ahiret gününe imanı olan, ya hayır söylesin veya sussun" (Buhari, 6018; Müslim, 47; Ebu Davud, 5154; Tirmizi, 2500; İbni Mace, 3971) buyurmuştur.
Efendimizin bu hikmetli sözünden ilham ile, "boş yere durmadan konuşup kafa şişiren" gevezeye de biz, "Allah aşkına artık bir sus" diyerek kırmadan (Furkan, 72) ricada bulunuruz.
Hadis-i şerifteki bu "sussun!" mesajını, bir "peygamber ricası" olarak anlamak da mümkündür.
Buna göre Peygamber ricasını "emir" telakki ederek, hayır söyleyecek sözümüz yoksa,"susmayı" tercih etmeliyiz.
Mezhebimizin Büyük İmamı Ebu Hanife hazretleri de "Söz, insanın malı gibidir, onda israf etmesi (boş konuşması) caiz değildir" demiştir.
Yüce Allah hayat rehberimiz olan kitabı Kur'an-ı Kerim'de, ağzımızdan çıkan her sözden sorumlu olduğumuzu hatırlatarak;
"İnsan ne söylerse, yanında yazmaya hazır çok dikkatli bekleyen bir melek vardır" (Kaf, 18) buyurmaktadır.
"Onlar boş sözlerden yüz çevirirler" (Müminun, 3) buyurduğu ayetiyle de, kurtuluşa eren kullarının gevezelikten hoşlanmayanlar olduğunu haber vernektedir.
16.05.2022
Kemal CENGİZ
Emekli Müftü