29.11.2020 23:24
841 okunma
Namaz bir tevhid eğitimidir
Bu dinin esasının ‘tevhid’ yani Allah’ı hem yegane mabud hem de her türlü nimetin ve tasarrufun sahibi bilme olduğunu anlattık. Her müminin bunu iyi kavraması gerekir. İmanda taklit olmaz derler. Yani ‘babam öyle diyo’, onun için böyle inanıyorum şeklindeki bir iman tam bir iman olmaz.
Faruk Beşer
Bu dinin esasının ‘tevhid’ yani Allah’ı hem yegane mabud hem de her türlü nimetin ve tasarrufun sahibi bilme olduğunu anlattık. Her müminin bunu iyi kavraması gerekir. İmanda taklit olmaz derler. Yani ‘babam öyle diyo’, onun için böyle inanıyorum şeklindeki bir iman tam bir iman olmaz.
Şimdi bir önceki yazımızdan hareketle namazın tevhidle ilişkisine birazcık değinelim:
Namaza çağrı olan ezanla başlayalım, ilk cümlesi ‘Allah’u-ekber’dir. Kelimelere bakıp bunun anlamı için, ‘Allah en büyüktür’ demek eksik olur. Sanki başka büyükler de mi var? O halde bu, ‘Büyük Allah’tır’ demektir. Başka büyük yok ki, biraz O’na biraz buna kulluk edilsin. Arkasından şahitliğimizi ilan ve ikrar ediyoruz: ‘Allah’tan başka ilah/mabud yoktur’. O halde bu çağrı yani ezan sadece O’na kulluğa çağrıdır. Peygamber’e bile değil. Ama Resulüllah da (sa) sıradan birisi değildir, Allah’ın elçisidir, buna da şahitlik ve ikrar ediyoruz. Ancak böyle bir imanla başlayan namaz/salah kurtuluş/felah vesilesi olabilir.
Niyette dilimizle değil, kalbimizle sadece Allah’ı düşünerek sırf O’nun için namaza yine ‘Allah’u-ekber’le başlıyoruz. Arkasından ‘sübhaneke’ diyerek Allah’ı tespih ediyoruz. Bunun derin anlamı üzerinde durmaya değer. Tespihle Allah’ın mabud ve rab olması konusundaki yanlış kanaatlerden O’nu, daha doğrusu bizim O’na olan inancımızı temizleyip arındırıyoruz. Tespih, Allah hakkındaki her türlü bozuk tasavvur ve düşüncenin ayıklanması ve O’nun kendi isimleriyle olduğu gibi bilinmesinin beyanıdır. Namazdan Kuranıkerim’de pek çok yerde ‘tespih’ diye söz edilir. Yani namaz bir tespihtir, inanç ayıklama ve iman tazelemenin eyleme dönüşmesidir.