Neden yöneticilere karşı yanlışlıkları söylemek ve farklı bir görüş ileri sürmek zordur? Bunun pek çok sebepleri olsa gerek. Biz ilk akla gelen bazılarını şöylece sıralayabiliriz.
Demokratik kuruluşlarda bir başkanın ya da liderin etrafına insanlar kendi istekleri ve iradeleriyle toplanırlar. Tabii olarak liderde kendilerinden ve diğer insanlardan farklı özelliklerin varlığını kabul ederler. Liderin daha doğru düşüneceğine ve daha isabetli karar vereceğine peşinen inanırlar.
Bu açıdan verilen kararın yanlış olduğu görülse bile hemen karşı fikir belirtmek zor olur. Bundan dolayı herkes kendi kanaatlerinin yanlış olabileceğini düşünmesi öncelik kazanır.
Diğer bir husus, liderin yanında görev yapan kişilerin baştan idealist olsalar bile bir müddet sonra bulundukları pozisyonu hayatlarının bir parçası olarak kabul etmeleridir. Yöneticilerin yanındaki entel pozisyonlarını kaybetmek istemezler.
Buna hâlihazırda elde bulunan ya da gelecekte elde edilebilecek somut çıkarları kaybetmek riski de eklenebilir. Ayrıca psikolojik olarak fikri bir teşkilatın mensupları yönetim konusunda en masum ve haklı eleştirileri bile yıkıcılık, bölücülük ve fitne olarak değerlendirmeye programlı ya da yatkındırlar.
Bu sebeplerle itaat edilen kişinin konumunu da katmak gerekir. Yıllar içinde karşılıklı etkileşimle yöneticiler kendilerinin olağan üstü kudrete sahip olduklarına, yanılmazlıklarına ve insanüstü yeteneklerinin bulunduğuna inanabilirler.
Bu hal onların düşüncelerine, kararlarına karşı görüş belirtilmesinden hoşlanmamalarına hatta tahammülsüzlük göstermelerine neden olur.
Huzursuz olurlar, kızarlar, öfkelenirler. Hatta gazaba gelebilirler. Bunu kendi liderliklerine tecavüz olarak görürler. Liderlerin kendilerine ve çevrelerine en zararlı oldukları zaman bu zaman olsa gerektir.
Şüphesiz bu bir problemdir. Bu probleme çözüm önermek çok yönlü bir çalışmayı gerektirir. Ancak liderde ve etrafındakilerde iyi niyet dışında bir faktörün etkili olmadığından emin olmak gerekir. Bu ön şarttan sonra konuya uygun yaklaşımlarda bulunulabilir.
Bizim toplumumuzun yöneticileri ya da liderleri alışkanlıkları, duyguları, inançları, kendilerine ve çevrelerine bakış tarzları, hülasa psikolojik yapıları ile yanlarında, doğrularına evet, yanlışlarına hayır diyenlerimi, yoksa doğrulardan çok yanlışlarına evet diyenlerimi isterler?
Problem liderlerin ve liderlerin olduğu kadar yanlarındakilerin de problemidir. Her topluluk bu konu üzerinde ciddiyetle düşünmelidir. Yoksa kimse hiyerarşik toplulukların içten içe çürümesine ve dağılmasına engel olamaz.
Dava ile lider özdeşleşti mi kaçınılmaz son mukadderdir. En büyük tehlike şirke bulaşarak iki dünyayı perişan etmektir.
Sonuçta kontrolsüz güç güç değildir...! Çünkü güç bozar, kontrolsüz güç hepten bozar....!
16/10/2021 ERZURUM
a.zeynal@hotmail.com