İki yüz yıldır devam eden Batılılaşma sevdamızın ürünü olan Kültür Emperyalizmi milletimize, çocuklarımıza, değerlerimize her fırsatta tüm kitle iletişim vasıtalarıyla bazen gizlenerek, bazen alenen saldırmaktadır.
Cemil Meriç’in ifadesiyle Batı’nın bize giydirmeye çalıştığı “deli gömleği”ni yırtıp atamadık.
Yüz yıl önce Sevr haritasını parçaladık; ama Kültür Emperyalizminin ruhlara, beyinlere çizdiği haritaları yırtıp atamadık.
Siyonist teşkilatların, masonların, Fener Rum Patrikanesi’nin, Ortodoks Kilisesi’nin genç nesilleri ve aileyi ifsat etmeyi hedefleyen gizli ajandalarını yırtamadık.
Kitle iletişim vasıtalarının birçoğu koro halinde inancımı, ahlakımı, değerlerimi hırpalamaktadır.
Bu konuda iktidarın daha çok tarihi dizilere destek olmasını takdirle karşılıyoruz. Ama kitlenin gözüne, kulağına, damağına hitap eden “kültür”ün bu dizilerden ibaret olmadığını da ifade etmek isteriz.
Sosyal medya; toplumun, yeni neslin adeta “kutsal”ı oldu. Sanki sosyal medyadaki her bilgi doğru.
Sayın yetkililer, sorumlular;
Televizyonlardaki birbirini aldatma, boşanma programları; kadının erkeği, erkeğin kadını aldattığı dizileri; içkinin, uyuşturucunun, şiddetin, cinayetin özendirildiği merhametin, acımanın katledildiği filmleri daha ne kadar izleyeceğiz?
Birçok “mafya” dizilerinde her üç dakikada bir silahın çekildiğini, kurşunlamaların, ölümlerin sıradanlaştığını görüyoruz. Bu diziler çocuklarımı barışa, uzlaşmaya, anlaşmaya mı teşvik ediyor; yoksa en ufak ihtilafta kavgaya, cinayete mi?
Yetkililerin dışında kalan üniversitelerim, “uzman”larım, sosyologlarım, psikologlarım bu konuda ne yapar?
“Bilim”in vicdanı hiç sızlamıyor mu?
“Haber” adı altında kadın cinayetlerinin tüm kanallarda koro halinde verilmesi, aile içi kavgaların sokağa taşınması ve pazarlanması bu milletin son kalesi olan aileye saldırı olduğu çok açıktır.
“Haber” adı altında her gün cinayet, ölüm, intihar, kavga, uyuşturucu haberlerinin sosyal medyada, televizyonlarda ve gazetelerde verilmesini kamuoyunu “bilgilendirme”ye yönelik mi zannediyoruz?
Bu haberler toplumun yaşama sevincini, hayat enerjisini, moralini dolayısıyla ülke ve insan sevgisini bitiriyor.
“Bir olayın şüyuu vukuundan beterdir.”
Kitle iletişim vasıtaları, tellal olmuş, “kara haber”leri her tarafa duyuruyor. Bu sorumsuz haber anlayışı acilen durdurulmalıdır.
Unutmayalım toplumların çöküşü binaların çöküşü gibi ses çıkarmaz.
Bu vebalin ahirette hesabı çetin olur.
Sorumluların yönetmeliklerin, kanunların arkasına sığınması bir gaflettir.
RTÜK harekete geçmeli, sosyal medya için de acil önlemler alınmalı.
Bağdat harap olduktan sonra yapılacak çalışmaların bir anlamı olmayacaktır.
Bu bir sosyolojik, psikolojik, ahlaki feryattır.
……… ………… ………… …………