Üç dört genç geldi yanıma.
Malatya Kitap Fuarı'ndaki konferans henüz bitmişti.
Fotoğraf çektirdik. Sosyal bilimler lisesinde okuyorlarmış.
Hukuk Fakültesi'ne gitmek istiyorlarmış sonrasında.
Gözlerinde bir ilgi, yüzlerinde bir enerji vardı.
Hepsi çok güzel çocuklardı.
İçlerinden biri yanıma yaklaştı. “Bir şey sorabilir miyim?" dedi. “Tabii” dedim.
“Gelecek için beni motive edecek bir cümleye ihtiyacım var…”
Doğrusu duraksadım. Cevap veremedim hemen.
Lise son sınıfa giden, ruhunun güzelliği yüzüne yansımış bir kız çocuğuydu.
“Bir genci geleceğe hazırlayacak, ülkesi için bir şeyler yapmaya teşvik edecek bir cümle, çok önemli bir cümle. Bunu şu anda söyleyemem. Ama bana müsaade et, biraz düşüneyim sonra bu konuda yazı yazayım. Olur mu?”
“Tamam” dedi anlaştık.
19 Mayıs gençlik bayramından bir gün önceydi bu konuşmamız.
Sonrasında 19 Mayıs bayramı nedeniyle tüm devlet erkanı, siyasi partiler, bürokratlar mesajlar yayınladı.
Hepsi konuştuğum genç gibi, milyonlarca gence hitap ediyordu.
İçlerinden bir cümlenin bu gençleri gelecek için motive edeceğini pek sanmıyorum.
Gençlerin ne istediğini anlama konusunda sorunumuz var.
Yurt dışına gitmek isteyen gençler tartışması öyle politize oldu ki, bu konuda görüş bildirmek, adeta sandıkta kime oy vereceğini söylemek gibi anlaşılıyor.
Ne kötü bir durum.
Ancak bir gerçek var ortada benim adıma. Gelecek için motive olamayan bir genç benden yardım istiyor. Benim için gerçek olan budur şu anda...
Bahar kadar güçlü olan gençlerin gelecek için coşkun olması gerekir.
Ümitvar, heyecanlı, istekli, enerjik…
Yerinde duramayan bir gençliğin asıl bizi motive etmesi lazım.
Ne oluyor da bu gençlerin gelecekle ilgili endişeleri, zihinlerinde belirsizlik, yüreklerinde kaygı var?
Neden motive olamıyor bu çocuk?
Neden büyük hayaller kurmuyor bu çocuklar mesela?
Sanırım beni en çok üzen şeylerden biri bu.