Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara verilen "insani ara"nın devam etmesi için herkesin çalıştığını söyledi.
Maliki, İspanya'nın Barselona kentinde düzenlenen Akdeniz için Birlik (AiB) 8. Bölgesel Forumu'nda İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares ile ortak basın toplantısı düzenledi.
"Katar, Mısır, AB, İspanya, Filistin, ABD (dahil) herkes ateşkesin 1, 2, 3 gün daha uzatılması için çalışıyor." diyen Maliki, şunları kaydetti:
"Gazze'de bugün ateşkes için son gün. Bu ateşkes Gazze'de cesetleri çıkartmak, sığınak aramak, içilebilir su götürmek, ilaç yardımı yapmak ve elektrik sağlamak için çok yardımcı oldu. Ama Gazze'deki durum tolerans gösterilemez felaket bir halde. Bunu düzeltmek için ateşkesten, savaşı sonlandırmaktan başka çözüm yok."
İsrail'in saldırılarında Gazze'de ölenlerin yüzde 70'inin kadın ve çocuklar olduğunu hatırlatan Maliki, "Ceset saymayı bırakmalıyız. Böyle devam edemez. Bugün ateşkesi uzatmak için bir fırsatımız var. Sivil halkın öldürülmemesi, bizim ceset saymayı bırakmamız, ateşkesin sürmesi için İsrail hükümetine baskı yapmaya devam etmek gerek." çağrısında bulundu.
"Masum insanların hayatlarını kurtarmak için hepimiz çalışıyoruz"
Filistin Dışişleri Bakanı Maliki, "Ateşkes 15 bin ölümden sonra geldi. Eğer yarın savaş devam ederse bu, sayının iki katına çıkacağı anlamına gelir. Şu anda 2,5 milyona yakın kişi Gazze'nin güneyinde. Saldırılar devam ederse bu şimdiye kadar her saldırıda bir çocuk öldüyse şimdi iki çocuk ölecek anlamına gelmektedir. Sivil, masum insanların hayatlarını kurtarmak için hepimiz çalışıyoruz. Ateşkesin 1, 2 ya da 3 gün uzatılması hayat kurtarmak anlamına gelecektir." ifadelerini kullandı.
Filistin Dışişleri Bakanı ayrıca, geçen hafta İsrail, Filistin ve Mısır'a ziyaretlerde bulunan İspanya Başbakanı Pedro Sanchez'e, "Filistin halkının haklı mücadelesini ve barışı destekleyen sözleri, mağdurlara karşı dayanışması, her yerde aynı ses tonu ve açıklıkla konuşması" dolayısıyla teşekkür etti.
İspanya hükümetinin, "barış ve adalet için ortaya koyduğu politikaya inandığını ve çok değerli bulduklarını" kaydeden Maliki, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları başladığından beri sokaklarda gösteri yapıp Filistin'e destek veren İspanyollara da ayrıca teşekkürlerini iletti.
"Asla Gazze'yi terk etmedik ki şimdi geri dönelim"
"Filistin yönetiminin Gazze'ye geri dönmesi ve Hamas'ı dışarıda bırakması" yönündeki eleştirilere de cevap veren Maliki, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Hamas, 17 yıl önce darbe yaptı ve o tarihten itibaren Gazze'nin kontrolünü aldı. Bize idari yönetimi bıraktı. Orada 70 bine yakın memurumuz görev yapıyor. Eğitim, sağlık, altyapı, inşaat, sivil hizmetlerin hepsi orada, Filistin halkına çalışan bizim memurlarımız. O yüzden biz asla Gazze'yi terk etmedik ki şimdi geri dönelim. 17 yıldır sorumluluğumuzdan asla kaçmadık ve kaçmayacağız. Sorumlu bir yönetim olarak tüm işgal altındaki Filistin topraklarında hizmet vermeye devam edeceğiz."
"Temel alınması gereken esas aktör, tek ses, Filistin yönetimidir"
İspanya Dışişleri Bakanı Albares de "Hamas bizim için bir terör örgütüdür. 7 Ekim'deki saldırıları her seferinde kınadık. Bizim Hamas'a karşı pozisyonumuz çok açık. Hamas, bir barış ortağı değildir. Bir barış çerçevesinde yer alamaz. Tüm Filistinliler için temel alınması gereken esas aktör, tek ses, Filistin yönetimidir." ifadelerini kullandı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, 24-25 Kasım'da İsrail, Filistin ve Mısır'a ziyaretler yapan İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ve Belçika Başbakanı Alexander De Croo'yu açıklamalarından ötürü "terörizmi destekliyorlar" diye suçlamasının "kabul edilemez" olduğunu söyleyen Albares, şöyle devam etti:
"Netanyahu'nun açıklamaları tamamen yalandır ve kabul edilemez. Bu durumun gelecekte bir daha tekrarlanmamasını garanti etmek için açık bir cevap istiyoruz. Bu yüzden İsrail'in Madrid Büyükelçisi'ni çağırdım."
Albares, Filistin devletinin tanınmasının en önemli önceliklerden biri olduğunu belirterek, iki devletli çözüm esasına dayalı İspanya'nın ortaya attığı uluslararası barış konferansı fikrinin artık AB'nin, Arap Ligi'nin ve İslam İşbirliği Teşkilatının da fikri olduğunu, bu fırsatı kaçırmamaları gerektiğini vurguladı.