Fotoğraflar Hatıraların Mezarlığıdır
MAKALE
Paylaş
15.08.2022 19:46
280 okunma
Kemal Cengiz

Mezarlıkta gülünmediği gibi hatıraların fotoğraflarıyla da mutlu olunmaz. Mezarını ziyaret ettiğimiz kişiyle tatlı  hatıralarımız aklımıza gelirse,  hafızamızda  canlanır, o günlerin hayali ile içimize hüzün çöker. Acı hatıralarımız varsa onları da hatırlar, ruhumuzda acısı tazelenir, gözlerimiz yaşarır ağlarız .

Yüce Dinimizin zaruret olmadıkça (nüfus, tapu-sicil, resmi kayıt işlemi gibi) gereksiz yere resim ve fotoğraf çektirmeyi  HOŞGÖRMEYİŞİ  bundan olmalı... Yani dinimiz boş yere insanın üzülüp ağlayarak hayata küsmesini hoş görmüyor. Çünkü üzülüp ağlamak soruna çare olmadığı gibi, ölüyü de diriltmez. Peygamber Efendimiz, canlı tasvirleri ve heykelleri, "putlaştırılır" endişesiyle sakıncalı görmüştür. "Bunları yapan ve yaptıranlara ise, lanet okuyarak onlara ahirette "Madem suretini benzettin, ruhunu da ver!"  denilerek AZAP edileceğini" (Buhari, 5950, 7558) haber vermiştir.

İstiklal marşımızın yazarı Merhum milli şairimiz Mehmet Akif ERSOY'un Mısır'daki hüzünlü sürgün yıllarında, Türkiye'deki bir dostuna gönderdiği  fotoğrafının  arkasına yazdığı şu mısralar çok hüzünlü olduğu kadar, çok da düşündürücüdür:

"Toprakta yatan gölgeme toprak çekilince;

Günler bu heyulâyı da elbet silecektir.

Rahmetle anılmak, "ebediyet" budur amma;

Sessiz yaşadım; kim beni nereden bilecektir?" demiştir.

Türkiye Cumhuriyetimiz  payidâr oldukça her vesile ile hergün milyonlarca Türk vatandaşımızın  okuduğu İstiklâl Marşı ile kendisini hatırladığı milli  şairimiz "sessiz yaşadım..." diyorsa; bizler el kadar fotoğraf görüntüleriyle neyi ve ne kadar ebedileştirmek istiyoruz?..

Hayalet görüntü fotoğraf ile "ebedileşmek" hayaldir, boşuna uğraşmayalım !

Bu anlayışla fotoğraflar için, "anıların ölümsüzleştirilmesi" tabiri de son derece sakıncalıdır.

Yüce Yaratan, "Her canlı ölümü tadacaktır"(Ankebut, 57) fermanını defalarca hatırlatırken; ölümlü bir fani için ÖLÜMSÜZLÜK ne demektir?

İnkar edilemez ÖLÜM gerçeğini bilen akıllı ve inançlı bir müslüman böyle bir cümle kullanamaz. Bu olsa olsa, fotoğraf sektörünün ticari amaçlı kullandığı bir reklam spotudur. Bununla ancak fotograf tutkunu meczuplar etkilenir

Sözlerimi hazin bir hatıram ile bitirmek isterim:

Birgün bir mezat salonuna,  piyasadan daha ucuz bulurum ümidiyle bir şeyler bakmak  için gitmiştim. Aklımda bir kütüphane almak vardı. Salonda satılık eşyalar arasında, benim de işime yarayacak ve ölçüleri evimde düşündüğüm yere tam uygun olan güzel bir kütüphane dikkatimi çekti. Müşteri olmak niyetiyle, satışlar başlamadan biraz daha incelemek istedim. Dolaplarını açtığımda, raflarında bazı kitaplar olduğunu da görünce, eşantiyon gibi düşünerek ilgim daha da arttı. Bir de çekmecelerine bakayım dedim. Birini çektiğimde bir de ne göreyim; sahibinin çocukluğundan evliliğine ve ölünceye kadar eşiyle birlikte çekilmiş "hayat hikayelerinin  FOTOĞRAFLAR ALBÜMÜ var. Öyle ki bu albüm rastgele atılmış, cildi parçalanmış, bazı fotoğrafları yerinden çıkarak çekmecenin içinden dışına savrulacak durumda dağınık. Sanki bu ilgisizlik, fotoğraftakilere;  "İyi ki öldünüz, siz de anılarınız da lazım değilsiniz,  defolsun!.." diyordu.

Böyle bir perişanlık içinde herşey darma dağın !

Bu hazin manzarayı görünce, atalarımızın, "Ağlayanın malı gülene hayretmez" sözü aklıma geldi de keyfim kaçtı. Mezat satışını beklemeden salondan ayrılmak üzere çıkışa yöneldiğimde, daha da ibretlik olanını salondan çıkarken yaşadım:

Mezad malların başındaki  görevliye bu kütüphanenin nereden geldiğini sorduğumda; "çok zengin birine ait olduğunu, sahibi öldükten sonra çocuklarının miras  anlaşmazlığına düşüp babalarının hatırası ev eşyalarını dahi mezada getirdiklerini; satılırsa parasını paylaşacaklarını" söyledi.

O gün bu gündür mezadı da, gelen malların sahiplerinin  gömülü getirildiği  bir MEZAR olarak düşünürüm.

15.08.2022

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Kemal Cengiz
YAZARIN ÖZGEÇMİŞİ

Kemal CENGİZ
Emekli Müftü

Memleketi olan Ankara/Çamlıdare Ahatlar köyünde 1951 yılında doğdu. İlköğrenimi yıllarında Hafızlık ve Medrese Usulü Arapça tahsili yaptı. 1974 yılında Ankara Merkez (Tevfik İleri) İmam-Hatip Okulu'nu bitirdi. Aynı yıl girdiği İzmir Yüksek İslam Enstitüsü'nden 1978'de BİRİNCİLİKLE mezun oldu.

Dini Yüksek Tahsilini yaparken aynı zamanda İmam-Hatip olarak göreve başladı. Mezuniyetini takiben yurdun çeşitli il ve ilçelerinde Vaiz, İlçe Müftüsü ve İl Müftü Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Toplam 43 yıl görevden sora 2016 yılında "yaş haddinden" emekli oldu.

KELÂM-I KEMÂL adıyla özlü sözlerini içeren bir kitabı yayımlandı. Dini, milli, ahlaki ve sosyal konularda çeşitli gazete ve dergilerde çok sayıda çıkan yazılarına devam etmektedir. Bu yazılarından aldığı derece ve ödülleri ile TAKDİR belgeleri bulunmaktadır. 2007 yılında Diyanet İşleri Başkanlığınca Türkiye çapında açılan "Hutbe Yarışmasında" BİRİNCİLİK ödülü bulunmaktadır.

Dini Yüksek İhtisas Eğitimi (İstanbul-Haseki 4. Dönem) yanında Uzmanlık derecesinde Arapça, orta derecede İngilizce biraz Farsça, biraz da Almanca bilmektedir.

Evli, iki oğulu  ve beş torunu bulunmaktadır.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya