İstanbul'da Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açılışı yapılan "Şahkulu Sultan Dergahı ve Cemevi" haberlerinin medyamızda gündem oluşturması üzerine, açılışı yaplıan mekana verilen adlarda sözü geçen tabirleri, tarihi kökeni ile açıklamak gereğini duydum.
Zira yanlışlar kulaklara çarptığında düzeltilnez ise, kalplere çarpık şekli ile doğru gibi yapışır ve yerleşir:
İnancımıza göre müslüman sadece Allah'ın kuludur. "Kulluk" kavramının, şah da olsa insanlarla ilişkilendirilmesi doğru değildir. Kabul etmeliyiz ki bu "kul" tabiri Osmanlı saraylarında Padişahlar için de "dalkavukluk" olarak kullanılmıştır. Yanlış, her yerde ve her zaman yanlıştır.
Alevi - Bektaşi kültüründe ise "Şah" tabiri, sünnilerin "Allah" adı yerine "Tanrı" kelimesini kullanmaları gibidir; her ikisi de yanlış ve sakıncalıdır.
Alevi ve bektaşi meşrebinde "bismillah" yerine, "bismişah" denilerek cem ayinlerine başlama ilkesi vardır.
Bu deyim, biz sünnilerde kısaca "bismillah" diyerek çektiğimiz "besmele" yerine kullanılmaktadır. Alevi dedelerinin dillerine pelesenk (vird) edindikleri bir tekerlemedir.
"Şah" kelimesi de dilimize Farsçadan girmiştir. "Hükümdar" anlamına gelir. Yapılan bir iş ve eyleme başlarken "Bismişah" denilmesi, "şahın adıyl başlarım" demektir.
Hayat rehberimiz olan kitabı Kur'an-ı Kerim'de Yüce Allah, zatının adının "ALLAH" olduğunu yüzlerce ve binlerce, 2698 defe açıklamış olmasına rağmen; O'na "şah, tanrı.." gibi Kur'an'da ve hadislerde geçmeyen yabancı dillerden adlar yakıştırılması yanlıştır. Piyasada taklit ürünler, orjinalinin kalitesini gölgelediği gibi, bu tür yabancı isimler de "Allah" adını gölgelemek için uydurulmuştur.
"Allah" adı yerine, Şamanizm'den gelen "Tanrı" adı ne kadar yanlış ise: Şiilik adına İran dili Farçadan gelen "şah" ve "bismişah" tabirlari de o kadar yanlıştır.
Aslında alevilik ve bektaşilik de, İslam toplumu arasına İran merkezli olan "Şiilik" marifeti ile girmiştir.
Alevi-bektaşi hareketinin tarihi geçmişte Anadolu'da yayılıp yerleşmesine karşı, sünniliği temsilen devlet destekli en köklü ve güçlü direnişi, zamanın Şii İran Safevi hükümdarı Şah İsmail'e karşı Osmanlı hükümdarı Cennet mekan Yavuz Sultan Selim Han göstermiştir. Şah İsmail'i yendiği Çadıran zaferi ve ardından kazandığı Mercidabık ve Ridaniye zaferleri ile Mısır'ı da katarak "Dünya İslam Birliğini" gerçekleştırmek suretiyle "HALİFELİK" şerefini milletimize kazandırmış ve Andolu'yu Aleviliğin istilasından kurtarmıştır.
Bu konuda yanlış anlaşılmayı önelemek adına şunu da söylemek isterim ki:
Türkiyemizde "din ve düşünce özgürlüğüne" kesinlikle karşı değilim; bu hakkı sonuna kadar savunanlardanım.
Ancak bu özgürlüğün de, aile özgürlüğü gşbi kendi mahremiyet sınırları içinde kalnası tarafrarıyım. Her dini düşünce, mezhep ve meşrep özgürlüğünün kendi prebsipleri içinde kalması ve başkalarını rahatsız etmemesini savunuyorum.
Bir sünni müslüman olarak "bismillah" yerine "bismişah" denilmesi de; "Allah kulu" yerine "Şah kulu" denilmesi de beni rahatsız etmektedir.
Takdir siz okurlarımındır !
08.10.2022
Kemal CENGİZ
Emekli Müftü