Son aylarda ülke çapında yaşadığımız ve muzdarip olduğumuz "pahalılığın" önlenmesi için, başta Ticaret Bakanlığımızın kontrol elemanları olmak üzere bu konudan sorumlu devlet görevlileri, yaptıkları denetimlerinde; piyasada satışa sunulan malin, "raftaki fiyatı ile kasadaki fiyatı arasındaki uygunluğu" kontrol ediyorlar.
Bu malın rafa gelinceye kadarki sözde(!) maliyetini araştırmıyorlar m?.
Atalarımız, "Minareyi çalan, kılıfını hazırlar" demişlerdir. Piyasadaki malların rafa veya tezgaha gelinceye kadarki süreçte, maliyet adına(!) eklenen masrafların "makuliyeti" araştırılıp soruşturulmuyor mu ?
İdarecilikten emekli bir devlet memuru olarak ticari teftişin teknik yöntemleri hakkında detaylı yorum yapacak değilim.
Ancak, memuriyette yolsuzluk şikayetlerinde, ilk araştırılıp soruşturulan husus, "nereden buldun?" sorusunun cevabını bulmaktır.
Piyasalarda yapılan ticari kontrollerde de, ilk dikkat edilecek husus, bu fiyatı "nereden hazırladın?" olmalıdır.
Böyle soruşturulmadığı müddetçe, kontroller adına yapılan işlemler, "formaliteden" öte geçmeyecektir.
Çünkü maliyetin hesap dümeni, mal "rafa gelneden" ayarlanmaktadır. Kasa ile tezgah/raf arasındaki kontrol, işin kolsylığına kaçmaktır.
Yapılan denetimlerde üreticiler ile görüşülmüyor; fahiş fiyatlar kağıt fatura üzerinden hesaplanıyor.
Böyle olunca da, fahiş fiyat üzerinden "minareyi çalmak isteyen, faturadan kağıt kılıfını hazırlıyor" .
Sağlıklı soruşturma, market ve mağazalardaki raflardan değil, mahalline gidip üreticiden nakliyesine kadarki aşamalardan başlamalıdır.
Vatandaş bu oyunun farkında, deneticiler de birazcık farkına vardılarsa, dümenciler "yolun sonuna gelmişler" demektir.
Artık faturaya da güven kalmadı.
Davulcunun şahdi zurnacı hesabıyla
herkes havasını çalacak zurnacıyı (faturasını kabartacak dostunu) biliyor ve buluyor !
Görelim Mevla neyler,
Neylerse güzel eyler !