Çifte cinsiyet veya üçüncü cins
MAKALE
Paylaş
04.12.2022 20:01
314 okunma
Hayrettin Karaman

Fıkıh kitaplarımızda “hunsâ” diye bilinen ve kendisinde erkeklik ile dişilik organlarının birlikte bulunduğu veya ikisinin de belirli olarak bulunmadığı kimseler ile cinsiyetlerini değiştirenlerin dinî durumları son zamanlarda sıklıkla sorulmaya başladı. Bu neviden bir soru listesini maddeler halinde cevaplandıracağım:

1. Benim bilgime ve soruşturmalardan aldığım sonuca göre yaratılıştan (biyolojik ve fizyolojik özellikleri itibariyle) kadın olan bir kimse ameliyatla erkek, erkek olan bir kimse de ameliyatla kadın olamıyor; yani bazı organlarını kestirip aldırsa ve bazı organlarında değişiklik yaptırsa da bütün fonksiyonları ve özellikleri ile cinsiyetini değiştiremiyor. Hele hele erkek iken kadına dönüştürülenler asla çocuk sahibi olamıyor, keza kadın iken erkeğe dönüştürülenler de bir kadını hamile bırakamıyor.

2. Allah Teâlâ Kitabında insanoğlunu erkek veya dişi olarak yarattığını bildiriyor, bu iki özelliği birden taşıyan bir üçüncü insan nev’i yarattığını bildirmiyor. Şu halde fıtraten (yaratılıştan) insan ya erkektir yahut da dişidir. Bu iki cinsiyetin belirleyici organ ve işaretlerini birlikte taşıyanlar, ikisine birden sahip olanlar, bir mânâda fıtrata aykırı, sakat, eksik veya fazlalıklı doğanlar gibidirler. İnsanın iki kulağı, bir burnu, iki ayağı, on parmağı... vardır; bir çocuk bu organlarında bir fazlalık veya eksiklik ile doğarsa bunu “Allah böyle yaratmıştır, demek ki O’nun yaratışına göre bir insan çeşidi de budur” diye karşılamak yerine, sebeplerini keşfederek -veya keşfetmeyi bekleyerek- normal dışı kabul etmek gerekecektir.

3. Yaratılış itibariyle kadın olan kendini kadın gibi, erkek olan da erkek gibi hisseder. Eğer bu hissediş ve karşı cinse yönelik alakada bir değişiklik, bir terslik varsa yine bunu yaratılışa değil, hastalığa, sakatlığa, irsiyet veya eğitimden gelen bir bozukluğa bağlamak ve tedavisi için çareler aramak gerekir. Çünkü normale uymayan anormaldir, düzeltilmesi gereken bir durumdur.

4. İslâm, canlı varlıkların yaratılıştan var ve normal olan özelliklerinin, organlarının, şekillerinin değiştirilmesine izin vermemekte, bunu “Allah’ın yaratışını değiştirmeye kalkışma” olarak değerlendirmekte ve lanetlemektedir. Şayet normal dışı bir eksiklik, fazlalık, çirkinlik, arıza var ise bunun düzeltilmesi (bu mânâda estetik ameliyat) caizdir, tedavi olarak kabul edilmektedir. Bu genel hükme ve kurala göre biyolojik ve fizyolojik olarak erkek veya kadın olan bir insanın, sırf kendisini karşı cinsten gördüğü, böyle hissettiği, bu yüzden bunalıma girdiği için ameliyat edilerek karşı cinsin bazı özelliklerine ve organlarına kavuşturulması asla caiz değildir. Bu, tedavi değil, bozmadır. Bu yüzden bunalıma girenler, başka sebeplerle bunalıma girenler gibi erbabı tarafından tedavi edilmelidir. Bir kimse ruh hastalığına tutulduğu için burnunu kurbağa, parmağını akrep zannetse, böyle görüp, böyle hissetse, bu kimseyi tedavi etmek için burnunu veya parmağını kesen bir tabibi ne duydum, ne gördüm, ne de bir yerde okudum!

5Doğuştan iki cinsin de bazı organlarını taşıyan kimselere bakılır; bunlardan hangisi fonksiyonları itibariyle güçlü ve etkili ise kişi o cinsiyette ve o sıfatta kabul edilir. Bu durumda diğer fazlalıklar anormal sayılarak ameliyat yoluyla giderilir ve bu, altıncı parmak, üçüncü ayak gibi anormal bir fazlalık olduğundan giderilmesinde dinî bir sakınca bulunmaz.

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Hayrettin Karaman
YAZARIN ÖZGEÇMİŞİ

1934 yılında Çorum'da doğdu. İlk İmam Hatip okullarından biri olan Konya İmam Hatip Okulu ve İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nde okudu. İki yıl İstanbul İmam Hatip Okulu'nda meslek dersleri öğretmeni olarak çalıştıktan sonra İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'ne fıkıh asistanı oldu. Yüksek İslam Enstitülerinin İlahiyat Fakülteleri'ne dönüşmesinin ardından akademik çalışmalarını tamamlayarak sırasıyla doktor, doçent ve profesör unvanlarını aldı. Yarım asra yaklaşan fikir ve meslek hayatı boyunca, yurtiçi ve yurtdışında binlerce konferans, seminer, panel, vaaz, hutbe, kurs, yazılı ve görsel medya programı, eğitim programında yer alarak eğitim, öğretim, tebliğ ve irşad faaliyetini sürdürdü. Aralarında bugünün tanınmış bilim ve fikir adamları olan binlerce öğrenci yetiştirdi. 2001 yılında yaşanan baskılara karşı çıkarak Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesindeki görevinden -yaş haddi dolmadan emekliliğini isteyerek- ayrıldı. 2001-2004 yılları arasında Avrupa Uluslararası İslam Üniversitesinde (Hollanda) misafir öğretim üyeliği yaptı. İslam’ın İlk Emri Oku, Nesil, İzlenim, Gerçek Hayat, Eğitim Bilim gibi dergilerde devamlı yazdı. M.Ü. İlahiyat Fakültesinde İslam Hukuku Anabilim dalı başkanlığı ve Fakülte Kurulu üyeliği yaptı. MÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu üyesi olan Karaman, çıktığı günden beri Yeni Şafak Gazetesi’nde köşe yazısı yazmaktadır. Üç çocuğu, yedi torunu ve dört torun çocuğu vardır. Basılmış Eserlerinin sayısı 50 civarındadır.

 

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya