56 yıl önce feryatlar Dumlu'dan Arşa Yükseldi. Dumlu Baba, Pir Ali Baba, Kandil Baba, Abdurrahman Gazi yükselen ağıtlara şahit oldu. Askerlerimiz yanmış, kül olmuştu.  

Kış....! Erzurum'un belini bükerken o gece Dumlu'nun da belini bükmüştü. Ova beyazlara bürünmüş, sıcaklık adeta havada donup kalmıştı. Evleri, kışlaları yanan sobalar ısıtıyordu. Ayaz insanların iliklerine kadar işlerken nöbet yerlerinde görevini yapan askerlerin acısına acı katıyordu. 

Günler hızla geçerken ne olduysa 7 Aralık 1966 Çarşamba gecesi saat 23.35'te oldu. Dumlu'ya bağlı Yeşildere (Giregösek) köyünde elim bir facia yaşandı. 51. Tümen'in 247. Piyade Alayı'nda görevli 65 Mehmetçik koğuşlarında yanarak şehit olmuş, 27 asker yaralı olarak kurtulmuştu. Facia karargâh bölüğü koğuşunda meydana gelmiş, soğukta tuttuğu nöbetten dönen asker ısınmak için sobayı benzinle tutuşturmaya çalışması sonucu benzin bidonunun infilak etmesiyle sonuçlanmıştı. Bina, saniyeler içinde alevlere teslim olmuş, benzini tutuşturan asker yaralı olarak dışarı çıkarken diğer askerlerin büyük bölümü acılar içinde yanarak kavrulmuştu. Etlerin yanması sonucu koku etrafa yayılmış, uzaklardaki aç kurtlar köye gelerek saldırıya geçmişlerdi. Durum vahimdi. Tüm müdahaleler yapılmış, ne yazık ki acı tablo kısa bir süre içinde Türkiye semalarını kaplamıştı...! Ağıtlar göğe yükselmiş; âşıklar bu acılı durumu mısralara, destanlara dökmüştü. Âşık Ali Şahin 22 dörtlükten oluşan bir destan yazmıştı. İşte o destandan iki dörtlük : 

"Yanmış hep cesetler kömür halinde, 

Gelip gören ağlar mendil elinde, 

Bütün yurdu gezdim halkın dilinde, 

Destanını benden soran ağlıyor! 

************************** 

Âşık Ali derki içim sızlar, 

Demek böyle imiş kara yazılar, 

Bütün yandı dostlar asker kuzular,  

Subayı askeri soran ağlıyor.!" 

Şehitlerin yanan bedenleri tanınamayacak haldeydi. Nişanlı olanlar yüzüklerinden, sigara içenler tütün tabakalarından tanınmaya çalışılmışken geriye kalanların tanınması bir hayli zor olmuştu. Şehitler törenle Dumlu Camii'ne getirilmiş, kılınan cenaze namazından sonra Birinci Dünya Savaşı şehitlerinin yattığı Gökçedere'de karla kaplı tepenin üzerindeki şehitliğe defnedilmişti. İşin bir başka yönü de yanan askerler arasında Gayri Müslim askerlerin bulunmuş olmasıydı . 

Tüm şehitlerimizin ruhları şad mekanları cennet olsun.