Rusya Devlet Başkanı Putin'in Türkiye'nin doğalgaz dağıtım merkezi olması fikrini ortaya attığı bir zamanlamada oluyor Türkiye'nin doğalgaz hamleleri. Ve bununla da sınırlı değil. Geçenlerde gerçekleşen Türkiye- Azerbaycan- Türkmenistan üçlü zirvesinin temel meselelerinden birsiydi; Türkmen Gazı'nın hangi hat üzerinden Avrupa'ya ulaştırılacağı konusu... Bu konuda beş önemli anlaşmaya imza atıldı ve son tahlilde; Türkmen Gazı, Hazar Denizi ve Türkiye üzerinden geçecek Avrupa'ya... Hazar Denizi ve Türkiye'den geçecek bu yeni enerji koridoru, "Türk Devletleri Teşkilatı' bünyesindeki ilişkilerin sıcaklığı ve yapıcılığı konusunda da, pozitif bir fikir verebilecek düzeyde.
Bu arada, Türk Devletleri Teşkilatı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni, teşkilatın gözlemci üyesi olmak üzere davet etti, bu davetin oluşumuna, Azerbaycan lideri Aliyev'in çabaları sinerjik merhaleler katmış. Hafta sonu Adalet ve Kalkınma Partisi ile Yeni Azerbaycan Partisi üst düzey yöneticileri, Kıbrıs Devlet Başkanı Ersin Tatar'ın davetlisi olarak Kıbrıs'ta temaslarda bulunacaklar. Kuzey Kıbrıs'ın küresel tanınması adına önemli adımlar bunlar. İlmek ilmek örülen bir diplomasi var...
Yine; Ukrayna- Rusya krizinde Türkiye'nin yönettiği insani diplomasi ve denge politikası, tüm dünyanın takdirini topladı. Gıda ve tahıl koridorunun açık tutulması gibi hayati sonuçların yanı sıra, prensipli müzakereler yöntemiyle Türkiye, soğuk savaş döneminin yıkıcı ilişkiler defterinin kapatılabileceğini de gösteriyor tüm dünyaya. Misal; AB'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlar politikasına uygun hareket etmiyor ama Ukrayna'nın işgaline de karşı çıkıyor. Türkiye'nin "normalleşme' içerikli tüm pozitif adımları, aslında uluslararası diplomaside, insan odaklı, doğal bir ilişkiler mimarisi kurulabileceğinin de ispatı.
Türkmenistan dönüşünde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Suriye ile normalleşme mesajları gündeme damgasını vurdu.