"Baba soyu Rumelili, ana soyu Buharalı..."
" Duygulu, ince, derin, mü'min ana. Bilgili, yürekli, yaman baba."
"Sultan 2. Abdülhamid, bir Bismark zekâ ve plânına sahipti, fakat pençesinden mahrumdu. Pençe, aydınlar kadrosudur."
"Âkif, okulda, seçtiği branş çerçevesinde, tabiata, realist bakışa, gerçeği olduğu gibi görme, olanı olduğu gibi gözlemeye alıştı. Ve hayat ve sanatı boyunca bunu uyguladı."
"İlk elde, Eşref Edip'le birlikte Sırat-ı Müstakîm'i kurdular."
"Akif'in fikir kaynağı bizzat toplum ve toplumda yaşayan düşüncedir."
"Almanya ve Necid seyahatleriyla Batıyı ve Doğuyu daha iyi tanır."
" Bu asırdaki ötelerin adamlarından bir Ruh Kalesi, bir İnanç Cephesi kuruyordu Âkif ve arkadaşları."
" Dergâh bütün bu çalışmaların karargâhıydı.
" Akif'in ruhu dirilmiş ve genç nesile sinmiştir, görüyoruz..."
"İslâm ve realite. İşte bu iki kelime, Âkif'in bütün şiirini özetler."
" Sonra savaş yılları... İşte o zaman Akif'in şiiri de birden destanlaşır...
" Necid çöllerinden Medine'ye şiiri, Âkif'in en güçlü şiirlerinden birdir."
"Böyle bir başka realizm ve destan şairimiz yoktur."
"Belki de Âkif'in şiirini anlayabilmenin en iyi yolu onu Yahya Kemal'le bir arada düşünmektir... Birinde estetiğin, öbüründe ülkünün hedef tutuluşudur."
" Biri, geçmişin destanını, öbürü günün destanı yazıyor."
Kaynak:
Sezai Karakoç, mehmet âkif, 8. Baskı, Diriliş yy., Bayrak Matbaacılık, İstanbul 1999