...VE ŞEYTAN İNSANI ALDATIR!
MAKALE
Paylaş
12.02.2023 20:39
3 yorum
1.075 okunma
Mehmet Aktan

Değerli okuyucu;

Ülkemizde yaşadığımız son büyük deprem felaketi beşerî hayatımızda ne büyük yanlış inanışlarla, anlayışlarla, bakış açılarıyla malul olduğumuzu ortaya koyuyor. Bunlardan en dikkat çekici olanları kaleme alıp değerlendirmek istiyorum.

-"Deprem felaketi bizatihi kendisi ve tüm olumsuz sonuçlarıyla birlikte; insanoğlunun herhangi bir etkisi, katkısı ve sorumluluğu olmayan bir mukadderattır." Şeklindeki inanış doğru değildir.

Kader; ıztırarî ve ihtiyari kader başlıkları altında ikiye ayrılır.

Iztırarî kader Levh-i Mahfuz' a yazılışında ve zamanı gelince kaza oluşunda ilmi, iradesi ve kudreti mutlak Rabbimiz' in takdir ettiği, bunun dışında hiçbir varlığın herhangi bir etki ve katkısının bulunmadığı Cenabı Allah' ın Küllî iradesinin takdiridir. Iztırarî kader nedeniyle hiçbir yaratılmışın bir sorumluluğu olmadığı gibi, bir mükâfata da mazhar olmaz.

Bu yönüyle felaketin bizatihi kendisi; insanoğlunun herhangi bir etkisi, katkısı ve sorumluluğu olmayan bir mukadderattır."

İhtiyarî kader ise: Yüce Allah' ın, kullarına lütfettiği cüz' i iradesiyle irtikap ettiği amellerden müteşekkildir. İhtiyari kader kapsamındaki amellerinden insanoğlu hem sorumludur hem de mükafatına mazhar olur. Bu açıdan bakıldığında ise felaketlerin bizatihi kendisi dışındaki olumlu ya da olumsuz sonuçları itibariyle insan iradesiyle alakalıdır.

Rabbimiz; her iki kader kapsamındaki tüm hadise ve amelleri mutlak ilim, mutlak irade ve mutlak kudretiyle kaza olmadan önce bildi ve Levh-i Mahfuza yazdı.

İnsan aklı, çoğu zaman bilhassa ihtiyari kader kapsamındaki amellerin önceden Rabbimiz tarafından bilinmesini anlayıp kavrayamamaktadır.

Halbuki insan: Yaratanımız' ın zaman ve mekân dahil her şeyi yarattığını, zaman ve mekanla kayıtlı olmadığını, gözden kaçırmaktadır.

Kehf Ashabı' nın kıssasında 1 günlük bir zamanı 300 ve 9 (309) yıl gibi bir zamana yaydığını, 309 yıllık bir zamanı Ashab-ı Kehf açısından 1 güne kadar daralttığını Yüce Kitabımız' dan okuyup anlıyoruz. Çünkü zaman ve mekanla kayıtlı olan Rabbimiz değil insanoğludur.

Bu konuda akletmemiz gereken bir başka husus da:   

Cansızlar alemi, canlılar alemini kavrayamaz, bitkiler alemi hayvanlar alemini kavrayamaz, hayvanlar alemi beşerî alemi kavrayamaz, beşerî alem de elbette İlahi alemi kavrayamaz. Çünkü bir alt alemin bir üst alemi kavraması mümkün değildir. Rabbimiz' in yarattıkları için koyduğu kanunlardır bunlar. Her varlık Allah' ın koyduğu kanunlara tâbi olmak mecburiyetindedir.

SONUÇ OLARAK: YÜCE RABBİMİZ TÜM YARATTIKLARIYLA BİRLİKTE İNSANOĞLU' NUN HERBİRİNİN VE HEPSİNİN İHTİYARİ VE IZTIRARİ KADERİNİ ÖNCEDEN BİLİP LEHV-İ MAHFUZ' A YAZMIŞTIR. İHTİYARİ KADER VE IZTIRARİ KADER BİRLİKTE İNSANIN KÜLLİ KADERİNİ OLUŞTURUR. DUA KADERİ DEĞİŞTİREBİLİR. ANCAK BU DA LEFH-İ MAHFUZDA YAZILIDIR. ÇÜNKÜ RABBİMİZ BİRAZ ÖNCE ARZ ETTİĞİM GİBİ, ZAMANLA KAYITLI DEĞİLDİR. TÜM ZAMANI BİR LAHZAYA SIĞDIRABİLDİĞİ GİBİ, BİR LAHZAYI DA TÜM ZAMANA YAYIP GENİŞLETEBİLİR.

ANLAYABİLMEMİZ AÇISINDAN: BİR HAFIZA KARTINDAKİ BİR SANİYEYE SIKIŞTIRILMIŞ OLAN BİLGİ HAFIZASININ, ASLINDA SAATLER SÜREN BİR FİLMİ MUHAFAZA EDİYOR OLABİLMESİ GİBİ.

Kader, zamanı geldiğinde de kaza olur. Ancak bu kaza oluş, yaratılanların kendi gücü ve kudretiyle değil, Rabbimiz' in, cüz-i iradesi bulunan yarattıklarının murat etmesi neticesinde, Rabbimiz' in murat edilen ameli yaratması ile kaza vuku bulmuş olmaktadır.

Kendisine cüzi irade lütfedilmiş bulunan insanoğlu, kendi amelini yaratamaz. Hayır da murat etse, şer de murat etse, kulunun murat ettiği ameli Rabbimiz yaratır. Çünkü Yüce Allah, kulunu kötü, ya da iyi ameller murat etme konusunda serbest bırakmış, bu nedenle kulunu cennetle mükafatlandırıp, cehennemle cezalandıracağını bildirmiştir.

Değerli okuyucu;

Maruz kaldığımız felaketler Yüce Rabbimiz' in Galu Bela' da takdir edip, Levh-i Mahfuz' a yazdığı hadiselerdir. Elbette zamanı gelince de tahakkuk edip kaza olacaktır. Bu Kader-i Iztirarîdir. İnsanoğlunun bunun önüne geçmesi mümkün değildir. Bu sebep le bir sorumluluğu yoktur.

Ancak insanoğlunun Allah' ın kendisine lütfettiği vahiy, akıl ve beş duyuyla ilmi, bilimi ve tekniği geliştirerek, muhtemel felaketleri önceden tespit etmeye çalışıp, kötü tesirlerini azaltmak, mümkünse tamamen ortadan kaldırmak gibi, felaket vuku bulduktan sonra da zararlı etkilerini mümkün olan en aza indirmek gibi bir sorumluluğu vardır.

Rabbimiz; bizlere tehlikeden sakınmayı, böylece bize verdiği can ve mal emanetine riayet etmemizi öğütlemektedir.

İnsanın bu sorumluluklarından kaçmak gibi bir seçeneği olmadığı gibi, uhdesine düşen sorumlulukları felaketin üzerine yıkmak, kendilerinin yapmaları gerekenleri, Rabbimiz' den beklemek doğru değildir. Böyle bir düşünce, sorumluluktan kaçmak olur.

Tarihte vuku bulmuş Allah' ın gazabının sonucu olan ceza niteliğindeki bazı felaketler (Lût kavmi, Ad Kavmi, Semud Kavmi, Nuh Kavmi gibi bazı kavimleri helak eden felaketler; Rabbimiz' in gazabına müstahak olmuş toplulukların tümünü kapsayan felaketlerdir.

Ancak; telef olan insanların tamamı cezayı hak etmiş değillerse, bu tür felaketler ceza niteliğinde olmayıp, imtihan, ibret olma niteliğindedir. Ülkemizde ve başka ülkelerde de vuku bulan türlü felaketler gibi.

Deprem felaketini istismar ederek, yağmacılık yapmak, göçük altında kalan kadınların kol gibi, kulak gibi uzuvlarını keserek ziynetlerini çalmak, gelen yardımların önünü keserek, yardım malzemelerini şahsı için irtikap etmek de evet kaderdir. Ama bu kader, mürtekiplerini cehenneme sokacak bir kaderdir! Göçük altında kalıp da böyle zulme uğrayanlar, şehadet getirerek vefat eden depremzedeler de kaderlerini yaşamaktadır. Ancak bu şekilde vefat edenler İslam Ulemasınca şehit olarak kabul edilmektedir. Boğularak, yanarak, karın ağrısı sebebiyle vefat edenler, salgın hastalığa yakalanıp vefat edenler, aniden ölenler de ulemaca (Vatan savunmasında şehit olanlar kategorisinde olmamakla beraber) şehit sayılmaktadır.

Yüce Allah; kullarını kazalarla, belalarla, musibetlerle, savaşlarla, kıtlıklarla, bulaşıcı hastalıklarla vs. fenalıklarla imtihan etmektedir. Ki, kimlerin sabredip cennetlik, kimlerin isyan edip cehennemlik olduğu belli olsun diye!

Yüce Rabbimiz, Kur' anı Kerimi' nde: " ...Sizi, zaman zaman mallarınızda eksiltmelerle, can kayıplarıyla sınarız" mealiyle başı boş bırakılmadığımızı bildirmiştir.  

İnsanı depremin değil, çürük binaların yıktığını bilip kabul ederken, öte yandan insanların canı pahasına inşaat malzemesinden, işçilikten kaçarak binalar inşa edip, sonra felaketten korunma işini Yaratan' dan ummak, insanın şeytana aldanmasından başka bir şey değildir! İnsan, Rabbimiz' ce kendi emir ve yasaklarına mı, yoksa şeytanın vesvesesine, aldatmasına mı uyduğu konusunda imtihana tabi tutmaktadır.

Yüce Rabbimiz: insanoğlunu, şehvet, şöhret (makam mevkii) ve servetle sınamaktadır.

Şeytan da; nefisle kafa kafaya, kol kola girip insanı türlü vaatlerle kandırıp, dolambaçlı yollardan götürüp cehenneme sokmaktadır! İnsanın artık bu gerçeği fark etmesi ve Allah' ın gösterdiği yoldan şaşmaması gerekiyor!

Ancak ne yazık ki insanoğlu, Allah' ın insan için koyduğu kanunları, küçücük aklıyla beğenmemekte, kendince güya daha isabetli hükümler koymaktadır.

Kısasta hayat varken; aklınca kendini daha merhametli sayan insanoğlu, idamı, kısası kaldırarak, güya daha medeni, daha merhametli beşerî ceza hukuku sistemlerini yürürlüğe koymaktadır. Ondan sonra, hunharca işlenen bilhassa kadın ve çocuk cinayetleri idamla cezalandırılmadığı için, asla önüne geçilemeyen sosyal yaralar olmaya devam etmektedir.

ALLAH YARATTIĞINI HER HALİYLE EN İYİ BİLENDİR. ONA GÖRE DE HÜKMÜNÜ KOYMUŞTUR. ALLAH' IN HÜKMÜNÜ BEĞENMEYİP, DEĞİŞTİRMEK AKILSIZLIĞIN EN ALASI DEĞİL MİDİR? BİR YÖNDEN TAM BİR AKIL NOKSANLIĞI, DİĞER YÖNDEN DE ŞEYTAN ALDATMASIDIR

Allah' ın emir ve yasaklarına değil, şeytana uyarak malzemeden hırsızlık yapıp insanların depremde ölümüne sebep olana acırsanız, hırsızlığa prim vermiş olursunuz, sonuçta çürük bina yapmaya engel olamazsınız! İşte asıl felaket bu sebeple yaşanır!

 ALLAH' ın KOYDUĞU HÜKME DEĞİL DE, MİNNACIK AKLIMIZA UYARAK BEŞERÎ .BİR HUKUK SİSTEMİNİ YÜRÜRLÜĞE KOYMAK DA ŞEYTAN VE NEFİS ALDATMASIDIR, İNŞAAT MALZEMESİNDEN ÇALARAK İNSANLARIN ÖLÜMÜNE SEBEP OLMAK DA NEFİS VE ŞEYTAN ALDATMASIDIR! YARDIM ARAÇLARININ ÖNÜNE GEÇİP YAĞMACILIK YAPMAK, YIKINTILAR ARASINDAKİ KADINLARIN ZİYNETLERİNİ UZUVLARINI KESEREK GASP ETMEK DE ŞEYTAN VE NEFİS ALDATMASIDIR!

Allah hepimizi kitabın kavlince Müslüman olan, Din' i ahkâmı eğip bükmeden kendi nefsinde ve gücünün yettiği yerde uygulamaya niyet ve gayret eden bir zümrenin ferdi eylesin İNŞAALLAH.

Rabbim; Depremde hayatını kaybeden insanlarımıza şehitlik mertebesine ulaşmayı nasip etsin İNŞAALLAH. Yaralılarımıza da Şafi ismiyle şifa nasip eylesin İNŞAALLAH.

Aziz Milletimiz' in başı sağ olsun, felaketlerden ders ve ibret almayı nasip etsin İNŞAALLAH. 12.02.2023

Av. Mehmet AKTAN

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Toplam 3 yorum yapıldı
.
Amin.! Mekanları cennet olsun.Ellerine Sağlık Memet abi.
Yorum Ekleyen: N TEKİN     20.02.2023 00:58:58
Amin!
Amin! Amin! Amin! Depremde hayatını kaybedenlere Allah rahmet eylesin. Depremde zarar gören herkesin Allah yardımcısı olsun. Allah başımıza gelen bu felaketten herkesin ders çıkarmasını nasip etsin. Herkesin bu felaketten kendisine göre çıkartacağı bir ders mutlaka vardır. Kimse kendisini kusursuz görmesin. Allah bizleri doğru yola, lütuf ve ikramda bulunduklarının yoluna iletsin, gazaba uğrayanların ve sapmışların yoluna değil. Allah bizleri ahlaksızların, çalanların, rüşvet alanların, zulmedenlerin ve zulme ortak olanların yolundan muhafaza eylesin inşallah. Allah var gam yok. O neylerse güzel eyler. Lütfunda hoş kahrında hoş merhameti sonsuz Rabbim. Yalnızca sana inanır ve yalnızca senden isteriz. Masum olanları rahmetinle koru. Amin!
Yorum Ekleyen: İsmail issisu     19.02.2023 16:33:31
Teşekkür ederiz
Kalemine sağlık Mehmet amca. O kadar önemli yerlere değinmişsin ki. Teşekkür ederiz yazın için.
Yorum Ekleyen: Arife Ünlü     12.02.2023 23:40:35

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya