Cennet Vatan
MAKALE
Paylaş
10.04.2023 14:13
4 yorum
1.010 okunma
İsmail Aydın

Yüce Allah,  iyi ve güzel iş işleyenleri ahiret yurdunda cennetine koyacağını vadediyor. Allah vadinden asla caymaz.

Ya Rabbi! Kötü işlerden sakındırarak bizi özendirdiğin o cennet nasıl bir yerdir? Biz cenneti bilmiyoruz, çünkü görmedik. Evet, görmedik. Fakat Yüce Allah, merhametinin eseri olarak anlamamızı kolaylaştıracak misaller koyuyor önümüze. Sözgelimi, rüzgâra karşı dayanıksız, soğuğa ve sıcağa karşı korunaksız örümcek evi çürük eve misaldir. Çürük zemine kondurulup depremde yıkılan çürük bina da öyledir.

“Türlü türlü meyvelerin” hazır olduğu, “altlarından ırmaklar akan cennet bahçeleri” buyurulduğu vakit, cennet hakkında zihin dünyamızda bir kıpırdanma oluyor. Demek ki cennet, bahçe gibi, yani şu ruha ve gönle huzur veren bizim bahçe benzeri bir yer. Düşününüz, içinde öyle çok değil, şöyle iki parmak kalınlığında suyu akan bir bahçeniz olsa. Rengârenk çiçekleriyle, birbiriyle yarışıp karışan türlü kokularıyla… Her biri ayrı ayrı zamanlarda olgunlaşan, tatlısıyla, ekşilisi, acılısıyla türlü türlü meyveler, sebzeler… Ne şahane olurdu!

BAKARKEN GÖREBİLMEK

Otobüsümüz Kemaliye’den ayrılıp kıvrıla kıvrıla akan Karasu’ya paralel yapılmış yollardan Munzur dağlarına doğru tırmanırken, ayağa kalkmış olarak sağlı sollu vadiyi seyrettim. (5 Eylül 2022) Dağın aşağı eteklerinde bağımsız tepeler üzerinde kurulu birkaç ev dikkatimi çekti. Vadinin en dip yerinde Karasu, her taraf yemyeşil. Düşününüz, Karasu’yu coşturan yağmur ayrı manzara; kar yağışı ayrı manzara, karlar eriyip suların coşması ayrı manzara; vadiye sis çöktüğünde, yüksek tepelerden kendinizi bembeyaz bulutlar üstünde kuş gibi hissediyorsunuz ki, bambaşka bir manzara. İlkbaharla birlikte uyanan ağaçlar, yeşeren otlar, envai türlü kokularıyla rengârenk çiçekler, hepsi ayrı bir manzara. Hani anlatılmaz, yaşanır derler ya! Hah! İşte tam da öyle bir şey!

İsterdim ki, bembeyaz karlar altında o tepelerden birinde bulunan evimin bacası tüterken, çok fonksiyonlu soba –kuzine-  üstünde kestane közleyeyim, fırınına patates atayım, bir köşesinde çaydanlık ve demlik, diğer köşede güğüm içinde sıcak su; bir de mırıl mırıl sobanın sıcağına kendini yaslamış bir kedim olsaydı. Pencere önündeki masamda kitap okumak isterdim.

Bütün bunları düşünürken ister istemez, “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda” mısraları döküldü dilimden. Başta adıyla müsemma Zarife Hanım olmak üzere, yan koltuktaki arkadaşlarımız içtenlikle dinleyince sesimi biraz yükselttim. Ön koltuk, arka koltuk derken, bütün arkadaşlarımız dinlemek istediler. Elimde mikrofon, o an içimden geldiği gibi söyledim. Safahat’tan bazı mısralar ve İstiklâl Marşı’nın birkaç beytinden sonra; “Sanma ki kahraman ecdadın hep yatar uyurdu / Öyle olsaydı nerden bulacaktın eldeki yurdu? / Üç kıtada yer yer hâlâ kanayan izleri şahid / Bir gün olsun dinlenmedi o kahraman nesl-i mücâhid” dizelerini okudum.

İstanbul’dan kalkan kahraman ordu, 1630’lu yıllarda Bağdad’ı İran’ın elinden kurtarmaya giderken buralardan, Çemişgezek’ten geçmişti.  Tek kelimeyle gerçekten cennet vatan. Lâkin sel ve deprem örneklerinde olduğu gibi onu yaşanmaz hale getiren ne yazık ki gene biziz.

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Toplam 4 yorum yapıldı
Ah biz insanlar
Yüce Rabbim biz kullarının dünyada en güzel şekilde yaşaması için her şeyi yaratmış ve bizleri EŞREFİ MAHLUKAT OLARAK DA ÖDÜLLENDİRMİŞ. Ancaaak biz insanların çoğu bu şerefi bir türlü kabullenememişiz. Yoksa nankörmuyuz. İhsan YILMAZ
Yorum Ekleyen: İhsan YILMAZ     15.04.2023 01:58:22
vatan
İsmail bey güzel bir makale daha yazmışsınız kalemine sağlık Allah uzun ömürler versin de daha nice güzel makaleler yazasınız. Her taşı yakut olan bu vatana Allah zeval vermesin. Saygı ve selamlarımla
Yorum Ekleyen: Rahmi ÜNALAN     14.04.2023 11:21:12
Vatan
Cennet vatanımızı ne yazık kı sadece şimdi değil bu toprakları yurt edindiğimiz günden beri bölüp parçalamak isteyenlerinde bir hayli çok olduğu burayı cehenneme çevirmek isteyenlerin ağızlarından salya aktığı bir ülke..de yaşıyoruz kaçağı bulup tıkamadıkça da sıkıntılarımız hep devam edecek...Saygılarımla
Yorum Ekleyen: Ahmet Günal     13.04.2023 10:24:54
Cennet vatanımız
Allah kalemine kuvvet ve gönlüne sağlık versin. Selam ve dua ile.
Yorum Ekleyen: Mehmet Hüyük     10.04.2023 19:29:52
İsmail Aydın
YAZARIN ÖZGEÇMİŞİ

İSMAİL AYDIN KİMDİR?

İsmail Aydın, Hukukçu yazar. Anacığının anlatımına göre koç katımında doğmuş. Koç katımı, Yozgat’ta ekim ayının sonu ile kasım ayının başında olur. Dolayısıyla doğum günü belli değil ama Aydın, doğum günü olarak 29 Ekimi benimsiyor. Koç katımı, döl almak üzere erkek koyunun (Koç) dişi koyunlar arasına bırakılmasına denir.

Peki, hangi yılın koç katımı? O da belli değil. 1950 olabileceği gibi 1949’a da ihtimali var. Her nasılsa nüfusa 08.02.1953 D.lu olarak tescil edilmiş. Yaşı küçük diye ortaokula kabul edilmemiş, bu defa da mahkeme kararıyla, ay ve gün sabit kalmak üzere 1950 olarak tescil edilmiş. İsmail Aydın, doğum gününün bile doğru dürüst kayıt altına alınamayışını, okur-yazar olmayan tolumun  “hal-i pürmelâli” olarak niteliyor.

İsmail Aydın İlkokulu Sorgun’a bağlı Temrezli köyünde, ortaokul ve liseyi Yozgat’ta okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1977 yılında mezun oldu. Yedek subay olarak yaptığı askerlik görevinden sonra Sorgun’da altı yıl avukatlık yaptı. Ekim 1986’da Diyarbakır / Bismil’de Noter oldu. Kastamonu/Tosya, Bolu ve Ankara’da çalıştı, 2015 Şubatında emekliye ayrıldı.

İsmail Aydın çilekeş Anadolu’nun yanık sesi olarak çıkıyor karşımıza. Türkiye’mizin karşı karşıya bulunduğu sorunlara ilişkin çözüm önerileri sunuyor. Üzerine titrediği kesim Gençlik. Ağırlıklı olarak üzerinde durduğu sorun Eğitim.

İsmail Aydın, fakülte yıllarından itibaren yazı hayatının içinde oldu. İlk gençlik yıllarıyla beraber memleket meseleleriyle ilgilendi. Tartışmalı radyo ve televizyon programlarına katıldı. Çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları yayımlandı. Şubat 2013’ten beridir, internet ortamında yayın yapan Ana Haber Gazete’de yazmaya devam ediyor.

Meteorolojinin Sesi Radyosu’nda 2013-2016 yılları arasında yayınlanan Kıssadan Hisseler Programı’nın yapım ve sunuculuğunu üstlendi. Türkiye Noterler Birliği’nin Meslekî Forum Sitesi’nde anılarını yazdı.

Ağustos / 2016’da “Batı’nın Gücü Nereden İleri Geliyor?”, Kasım 2016’da “Yeniden Yükselişe Doğru”, Şubat 2017’de “Umut Ülke Türkiye”, Mayıs 2017’de “Bir Noterin Anıları”, Ağustos 2017’de “Kaybettiklerimiz”, Ocak 2018’de “Kıssadan Hisseler”, Mart 2018’de “Niçin Akif? Niçin Safahat?” isimli kitapları yayımlandı.

Yazı hayatını ve kitap çalışmalarını sürdüren İsmail Aydın evli ve dört çocuk babasıdır.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya