İstanbul öyle bir şehirdir ki, yalnız Fransız, İngiliz, Rus ve günümüzde olduğu gibi Yunanlıların değil, denilebilir ki tüm dünyanın gözü üstünde bir şehirdir. Ankara savaşından sonra Timur, kendisine tabiiyetini bildiren Bizans imparatorundan Rumeli’ye geçmek için gemi istemiş ancak imparator İstanbul’un kuşatılacağından endişe ettiği için istenen gemileri göndermemiştir.
Bir İstanbul meraklısı da Sırp kıralı İstefan Duşan’dır. (1331-1355) Osmanlıların gasıp imparator Kantakuzen’e yardım etmek üzere Rumeli’ye ilk geçişlerinde, Miloton’un torunu ve İstefan Uroş’un oğlu meşhur İstefan Duşan Sırp kıralı bulunuyordu. Duşan’ın İstanbul merakının ilginç hikâyesini Uzunçarşılı’dan özetleyerek vermeye çalışacağım.
İstefan Duşan, babası Uroş’un zamanında Bulgar Çarı Mihail ve müttefikleriyle yapılan savaşta ün kazanmıştı. Sırplar bu muharebede Köprülü ile Prosek ve İştip’i ele geçirmişlerdi. Baba Uroş bu galibiyet tadını az sürdü, çünkü barış ve sükûn taraftarıydı. Fakat Sırp boyarları muharebe taraftarı idiler ve kıral olarak da oğlu Duşan’ın gelmesini istiyorlardı.
DUŞAN BABASINI BOĞDURARAK ÖLDÜRÜYOR
Kendisine yönelen ilgiden başka Duşan’ın basası Uroş’a itimadı da yoktu. Çünkü kendisinin verasetten mahrum bırakılarak, yerine Bizanslı prensesten doğmuş olan Simon’un kıral yapılacağı zannında idi. Bundan dolayı boyarlarla birleşmiş olan Duşan, babası Uroş’u hal’edip boğdurduktan sonra kıral olmuştu.
Sırbistan, Duşan zamanında en parlak devrini yaşadı ve onun hayatı müddetince sözü geçen ve bütün Balkanlarda büyük nüfuzu görülen bir Balkan devleti oldu.
İstefan Duşan 1334’te Batı Makedonya’yı ve sonra Draç müstesna olarak Arnavutluk’tan bazı yerleri ve Latin olan Anju’larla Bizanslılardan da Yanya ve havalisini almıştı. Sırp hududu doğuda Trakya hududuna kadar devam ediyordu. Bu suretle 1340’da aşağı Makedonya’nın işgaline başlayan Duşan, hududunu Balkanların güney sahillerine kadar uzatmış ve Bulgarlar da, Sırplarla ittifak ederek Meriç nehrine kadar inmişlerdi. Dikkate şayandır ki bütün bu istila hareketleri, Bizans’ın taht ve taç kavgaları zamanına tesadüf ediyordu.
İMPARATORLUK YOLUNDA ATILAN ADIMLAR
Bu mühim başarılar üzerine kırallığı kendisine az gören Duşan, imparator olmak istemiş ve müttefik suretiyle Bulgaristan’ı da nüfuzu altına aldıktan sonra İstanbul’u zabt ile burasını büyük Sırbistan İmparatorluğuna merkez yapmak hevesine düşmüştü. Bir bakıma arzusunda haklı idi. Çünkü Balkanlarda Draç, Selanik ve Kavala limanlarıyla Mora ve Doğu Trakya hariç yarımadanın mühim bir kısmı ya doğrudan doğruya veya müttefik olarak hakimiyetini tanımak suretiyle ona tabi idi. Sırbistan bu atakları yaparken Bizans dâhili mücadelelerle yıkılmakta ve yıpranmakta idi. İşte bütün bu haller Duşan’a ümit veriyordu. Uzun bir muhasaradan sonra Serez’i almış ve 1346’da Sırpların ve Rumların imparatoru sıfatıyla Sırp Patrikliğine tayin etmiş olduğu başpiskopos ve Tırnova Patriğinin ellerinden Üsküp kilisesinde taç giymişti. İstanbul’dan ayrı olarak İpek kasabasında bir patriklik tesis etmişti. Duşan’ın bu hareketi üzerine İstanbul Patriği kendisini aforoz etmiş (*) ve bu hal Bizans’ta telaş ve heyecan uyandırmıştı.
Duşan’ın İstanbul’u denizden kuşatacak donanması yoktu. Venediklilerle anlaşmak istedi ancak onlar kendi siyasi meşguliyetlerinden dolayı özür dilediler. Buna rağmen bir taraftan da Duşan’ın bu arzusunu alkışlamışlar, ilki üç, ikincisi dört olmak üzere iki defada yedi kadırga hediye etmişlerdi. Fakat diğer taraftan Tesalya’yı almış olan Duşan’ın daha aşağı inerek Ağrıboz’un karşısında bayrağını dalgalandırması Venediklileri ihtiyatlı davranmağa sevketmiştir.
DUŞAN ORHAN BEYİN KAPISINI ÇALIYOR
Duşan ne yapıp edip İstanbul’u almak istiyordu. Bu maksatla Osmanlı hükümdarı Gazi Orhan Bey ile anlaşmak için bir heyet göndermiş ve kızını da Orhan’ın oğluna vermeği teklif etmişti. Bu tehlikeli vaziyeti haber alan ve bu sırada Dimetoka’da imparatorluğunu ilan etmiş olan Kantakuzen, geri döndükleri esnada Duşan’ın elçilerini pusuya düşürüp öldürtmüş ve Duşan’ın anlaşma teşebbüsü bu kadarla kalmıştı.
Duşan vefatına kadar İstanbul’u almak için uğraşmış ve son zamanlarda karşısında rakip olarak Kantakuzen’in damadı Orhan Bey’i görmüştür. Bizanslılara yardım siyasetini muvafık gören Orhan, 1353’de oğlu Süleyman Paşa kumandasıyla Rumeli’ye ilk yerleşme geçişini yapmış, bu hal Duşan’ı telaşa düşürmüştü. Öte yandan Papa, Sırp kıralı Duşan’ı teşvik ederek, onu hem Osmanlı hem de diğer Anadolu beylikleri üzerine yapılacak mücadelenin önderi ilan etmişti. Hedef, Türkleri Balkanlardan ve Anadolu’dan atmaktı.
Duşan, bir ara bu müfrit isteğinden vazgeçerek Ortodoks kilisesiyle anlaşmak üzere İstanbul’a bir heyet gönderdiyse de bu heyete, Duşan’ın imparatorluk davasını bırakması ve Vardar nehrinin doğusundaki araziyi terk etmesi şartıyla anlaşmanın mümkün olabileceği bildirilince umduğu anlaşma olmadı. Kendi teklifine yapılan mukabil teklife hiddetlenen Sırp kıralı, seksen bin kişilik bir ordu ile İstanbul üzerine yürüdü. Hareketinin ikinci günü genç yaşında öldü ve böylece İstanbul da Sırp tehlikesinden kurtulmuş oldu. (Gelecek hafta, Devletler Nasıl Yıkılır?)
_____________:
(*) Bu aforoz işi, Sırp despotu Lazar’ın Bizanslılarla anlaşması üzerine kaldırılmıştır.