Aksa Tufanı adıyla başlayan hareketin üzerinden 16 gün geçti. Bir kıvılcım Gazze’yi cehenneme çevirdi. Aralıksız süren en ağır bombardımanlar Gazze’yi harap etti. Binlerce can yandı, parçalandı, yaralandı, yerinden yurdundan oldu. Olmaya da devam ediyor.
Gazze, bütün yolları karadan, denizden ve havadan kapatılmış bir açık hava hapishanesinde imha ediliyor. Ölen, yaralanan, ağlayan kadın çocuk ve yeni doğmuş bebekler, masum siviller. Yüreklerin kaldıramayacağı acılar yaşanıyor.
Yıkılan ve berhava edilen binalar, mabetler. Harap olan şehirler. Ne vahşetmiş be! Görmedik böyle bir şey. Onun için dedim ki:
İnsanlık ölmüş ölmesine/Rastlamadık hiç böylesine
Meğer dünyanın en büyük canavarı koynumuzda imiş. Meğer dünya kör, sağır ve vicdansızmış.
Kuduz bir köpek mi, sırtlan mı her şeyi yakıp yıkıyor. Bunun sonunu hesap edemiyor. Akıl tutulması yaşıyor. Ve dünya yerinde çakılıp kalıyor. Dünyanın baş belası ABD kana doymuyor. İnsanlık en acı günlerini onun yüzünden yaşıyor.
HER ŞEYİN BİR SONU VAR
Her şeyin bir sonu vardır. Dünya kurulduktan beri insanlık yeni başlangıçlar ve yeni sonları hep müşahede ediyor. Bazı insanlar başlangıç ve son arasında yaşarlar da her ikisini görmezler amma kendilerinden önce gelenlerin hikayelerini okurlar ve kendilerinden sonra gelenlerin sonunu görür gibi olurlar. Bu nedenle ABD, İsrail ve onların yandaşlarının da elbet bir gün sonu gelecektir. Sonlarını kendi kanlı elleriyle hazırladıkları için ayni akıbete uğramaktan kurtulamayacaklalardır.
HAMASIN AKSA TUFANI
Hamasın yaptığı saldırı üzerinde çeşitli nedenler ve senaryolar söylenmektedir. Sebep ne olursa olsun dünyanın göbeğine saplanan bu İsrail hançeri, bir asırdır kan akıtmaya devam ediyor. Sorun, binlerce yıl öncesine giderek çözülmez. Eğer bu doğru olsaydı tarih boyunca bütün kavimlerin nereden nereye geldiklerine bakalım. Herkes geldiği yerlere yeniden sahip olmaya kalkışsa dünya yeniden savaşlar, cinayetler ve kan gölü arenasına döner.
En mantıklı çözüm, 1967 sınırları çerçevesinde iki devletli bir çözümdür.
ARZ-I MEV’UD
Hz. Musa’ya Allah vahyetti ki “dünyanın merkezindeki bu güzel beldeleri sana verdim. Lakin salih müminler olduğunuz müddetçe.” (Tevrat Yeremya Kitabı Bap 7.)
Nitekim ey Siyonist Yahudiler! Bu vaad gerçekleşti. Hz. Davud ve Hz. Süleyman zamanında dünyanın en saygın devleti ve ülkesi haline geldiniz. Fakat sizin Davud ve Süleyman’a düşmanlığınız sonucu bu yetki sizden alındı. Artık bu yerlere Müslümanlar sahip olacaktır.
Yemin olsun ki Zikir’den (Tevrat’tan) sonra Zebur’da da yazıp (belirttik ve Kur’an’da da vaad ettik) ki: (Sonunda) yeryüzüne mutlaka salih kullarım varis olacaktır.” (Enbiya Suresi. 105. Âyet)
Varis, mal sahibi sağ olsa bile onun varisidir. Mal sahibi öldüğünde varis o mala sahip olur. Demek ki Dünya üstünlüğü ABD’de de olsa, İsrail’de de olsa eninde sonunda Müslümanların eline geçecektir.
ÖLMEK YAŞATMAKTIR
Mescidi Aksa kutsalımızdır. Tur-i Sina, Zetin dağı da bizim kutsalımızdır. Kutsallarından vazgeçen bir ümmet, gelecek nesillerine onları, dünyada hayata tutunacakları şeyden de mahrum eder.
Bu nedenle kutsallar uğruna savaşmak, gelecek nesilleri yaşatmaktır. Şehitler olmasaydı din nasıl yaşayacaktı, vatan nasıl olacaktı. Analar babalar kendilerini çocukları için feda etmezler mi? Hayat bunların örnekleriyle doludur.
ÖLÜMDEN KORKULUR MU?
Gazze çocukları o ateş cehenneminde bile “vatanımızı terk etmeyiz ve şehit oluruz” diye haykırıyorlar. Kâfirlere diyorlar ki “cehennem sizin olsun, biz cennete uçuyoruz.”
Onlar cehenneme, Gazze şehitleri cennete.
Hani Uhut günü Ebu Sufyan Hz. Ömere diyordu ya: “Bedir’de siz bizi öldürdünüz, Uhut’ta da biz sizi öldürdük. Eşitlendik.”
Hz. Ömer de şöyle diyordu:
“Evet amma bir fark var: Sizin ölüleriniz cehenneme, bizim ölülerimiz ise cennete gittiler” diyordu.
Öyle ya cennet halkı, nereden gelecek? Zaten herkes ölmeyecek mi? Ha şimdi ha sonra. Bari cennet hayatı için ölelim.
CEHENNEM DE DOLACAK
Zalimliği, kâfirliği, caniliği, kan içiciliği meslek edinenler için Ankebut suresi 68. âyette “Kafirler için cehennem de yer mi yok!” “Zalimler için cehennemde yer mi yok!” buyuruluyor.
ÖLELİM AMMA!
Amma Bilinçsizce ölmeyelim. Gerekirse tüm ümmet, gerekirse millet olarak bir yumruk gibi devletlerimizin ve devletimizin organizesinde maddi manevi ve fiziki anlamda savaşmalıyız.
Fevrî ve ferdî davranışlar pisipisine ölmektir. Böyle ölümler ise arzulanan zaferi getirmeyeceği gibi zararlarla sonuçlanır.
Allah’ın nusreti ümmetimizin, milletimizin ve devletimizin üzerine olsun.