Ramazan, Kur’an’a Kavuşma Ayıdır
MAKALE
Paylaş
04.05.2021 13:57
845 okunma
Mürsel Gündoğdu

“Şüphesiz ki bu Kur’an, insanları en doğru, en sağlam yola iletir ve salih amel işleyen müminlere büyük bir ecir olduğunu müjdeler.” (İsra Suresi 9. Ayet-i Kerime)

Kalabalıklar içinde bile derin bir yalnızlığın kaygılarına savrulduğumuz bu dünyada insan çaresiz ve kimsesiz değildir. Toprağı yağmursuz, dünyayı güneşsiz ve geceleri ay ile yıldızların ilahi aşk fısıltılarından mahrum bırakmayan Yüce Rabbimiz, insanı da rahmet, bereket ve huzur yüklü ilahi mesajlarından hiçbir zaman yoksun bırakmamıştır.

Ramazan, Kur’an-ı Kerim’le buluşma ve ona kavuşma ayıdır

Peygamber Efendimizin kırk yaşında iken Ramazan ayının huzur ikliminde sıklıkla gittiği ve derin tefekküre daldığı Hira mağarasında Cebrail meleğinin “oku” emriyle gönlüne damlamaya başlayan ezeli ve ebedi rahmet ışığı, kıyamete kadar bütün insanlığın yolunu aydınlatacak ve onlara rehberlik edecek bir ilahi ihsandır. Bu yüzden Ramazan ayı, cümle kâinatın Kur’an’ın ışığıyla aklanıp paklandığı ve onun doyumsuz kokusuyla şereflendiği eşsiz bir aydır. Ramazan ayının gün ve gecelerini Kur’an’la ihya etmek, sık sık Kur’an’la buluşmak ve her fırsatta onun manevi iklimine sığınmak bu ayı layık olduğu şekilde değerlendirmek isteyenler için tutulacak en güzel yoldur.

Sözlerin en güzeli olan ve kendisini apaçık bir kitap olarak tanıtan Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okumanın yanında ne dediğini anlayarak ve üzerinde tefekkür ederek okumak, onun indiriliş gayesine en uygun yöntemdir.

Kur’an ayetleri üzerinde düşünerek onu anlamaya çalışmak, bir bakıma Kur’an’dan uzaklaşan gönüllerin maruz kaldığı çaresizlik ve dertlere çözüm bulmak, manevi savruluşlara set çekmek ve hastalıklara şifa olmak demektir. Zira Kur’an-ı Kerim insan için bir hayat rehberidir. O, insanların, toplumların ve çağların gönül yangınlarına en güçlü sığınak olmanın yanında madde-mana, ruh-beden ve dünya-ahiret dengesini kurabilmenin en tutarlı ve kapsamlı yol göstericisidir. Bugün insanlığın en temel sorunlarından birinin akıl-gönül körlüğü diğerinin de bireysel ve toplumsal hayatımızdaki madde ve mana dengesizliği olduğunu düşündüğümüzde Kur’an’ın bu yol göstericiliğinin önemi daha iyi anlaşılır.

Kur’an-ı Kerim’i anlamak elbette özverili bir çabayı gerektirir.

Atalarımız, zahmetsiz rahmet olmaz, demişler. Elbette her nimetin bir külfeti vardır. Eşyanın tabiatı böyledir. Kur’an’ı anlamak bir Müslüman için en hayati konu olduğuna ve Kur’an bizim için bir hayat rehberi olduğuna göre böyle bir çabadan kaçınmamız en büyük nimetten mahrum olmamız anlamına gelecektir. Hangi Müslüman, insan olmanın sırlarını ve sorumluluğunu apaçık bir şekilde bizlere anlatan böyle bir rehberden uzak kalmayı göze alabilir? Ve hangi Mü’min, eşyanın karanlığında kör olmaya meyletmiş gözünü, aklını ve gönlünü ilahi kelamın sonsuz ve sınırsız nurundan mahrum bırakabilir?

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Mürsel Gündoğdu

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya