Rus etkisi altındaki bir Afrika, Batı için enerji ve yeraltı kaynaklarının sınırlandırılması anlamına gelmektedir. Yine Rusya bölgede kendini Wagner ile bir askeri güç olarak göstermektedir. Bu durum da Fransa'nın bölgede bulunması ve olası bir müdahale durumuyla birlikte düşünüldüğünde tedirgin edici görünmektedir.
Şubat 2022'de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı ile Rusya ve Batı'nın uluslararası arenada karşı karşıya geldiği bir döneme tanık olmaktayız. Bir anlamda Soğuk Savaş dönemini anımsatan bu süreçte Batı hızla Rusya'ya karşı yaptırımlar uygulamaya başlarken Ukrayna'ya da askeri destek sağlamıştır. Bu durum karşısında Rusya ise alternatif iş birliği ve ortaklıklar oluşturma politikasına yönelmiştir. Bu alternatif iş birliği alanlarından biri de Afrika Kıtası'dır. Elbette Afrika'nın da var olan bu savaştan uzak bir coğrafya olduğu söylenemez. Nitekim Rusya ve Afrika ilişkileri Soğuk Savaş dönemine dayanmaktadır. Sovyetler Birliği'nin dağılması ve Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte, Rusya Federasyonu'nun iç siyasi sorunlara yoğunlaştığı bir dönemde Rusya Federasyonu'nun Afrika bölgesi ile ilişkileri sınırlı kalmıştır. 2000 sonrası dönemde Vladimir Putin ile bölgesel ve küresel ilişkiler yeniden tesis edilmiş, bu dönemden itibaren Afrika'da bazı ülkelerin borçları belirli aralıklarla silinmiştir. Bölge ülkeleriyle ilişkilerin yakınlaştığı temel dönem, Rusya-Ukrayna Krizi'nden sonra 2014 yılında başlamıştır. Rusya, bu dönemde Batı'nın yaptırımlarına yanıt olarak Afrika ilişkilerine odaklanmıştır.
Yeni güç bloğu ideali
2019 yılı sonrasında ise Putin, Afrika'da yeni ortaklıklar ve iş birliği arayışı ile yeni bir güç bloğu inşa etmeyi hedeflemiştir. Sovyet dönemindeki ilişkileri göz önünde bulunduran Putin, bölgeyi yeniden vurgulayarak önemli bir stratejik adım atmıştır. Afrika ile olan ekonomik ilişkisinin emsallerine göre farklılık gösterdiği de dikkat çekmektedir. 2005-2015 döneminde, ticaret ve yatırım yüzde 185'lik bir büyüme yaşamıştır. 2022 yılında Rusya ve Afrika Kıtası arasındaki ticaret hacmi 18 Milyar Dolara ulaşmıştır. Önümüzdeki günlerde de bu ticari ilişkilerin artacağına dair işaretler mevcuttur. Geçtiğimiz günlerde Rus İmparatorluğu'nun başkenti St. Petersburg'da düzenlenen İkinci Rusya-Afrika Zirvesi'ndeki olumlu hava da bunu yansıtmaktadır. Elbette sadece ticari değil, siyasi ve askeri boyutları ile de zirve hayati önem taşımaktadır. Rusya ile Afrika arasında enerjiden savunmaya kadar birçok alanda iş birliği ve ticari ilişkilerin ön plana çıktığı bu zirvenin ana odağı, Rusya'nın 2014 yılından bu yana yürürlükte olan Batı yaptırımları karşısında gücünü artırmaya yönelik alternatif yönelimidir. Dolayısıyla Rusya, Afrika ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeye devam ederken, Ukrayna Savaşı ile bağlantılı olarak Batı'nın yaptırımlarına karşı da kendine bir alan açmaktadır.