Umarım bundan sonra futbol hızla temizlenir, şike ve kapalı kapılar ardında dönen kirli hesaplar ve senaryolar sonlanır, başta üç büyükler diye bilinen FB-GS-BJK olmak üzere zarar etmesine rağmen kendisini paydaşına ve topluma hesap vermek zorunda hissetmeyen kulüplere daha fazla mali destek verilmez, finansal kaynaklar aktarılmaz.
Dünyanın ve Türkiye'nin makul ve barışçıl insanları iki ayı aşan bir süredir İsrail'in Gazze'de yaptığı katliamı, soykırımı durdurmaya çalışırken, 10 binden fazlası bebek ve çocuk olmak üzere en az 25 bin masum insan yaşamını yitirmişken, 100 binden fazlası yaralanmışken, 2 milyon insan evini barkını, sevdiğini, hatta "ruhunun ruhunu" kaybetmişken gel de başka konulara odaklan şimdi! Ama ister istemez bazen de o tali konular, küçük meseleler, önemsiz detaylar toplana toplana çaydan nehire, nehirden sele dönüşüyor, toplumun birikimini, bereketini ve değerlerini silip süpürüyor, erozyona uğratıyor.
Oysa geçen hafta Tanzanya'nın başkenti Dar es Salaam'da yine önemli bazı temaslar kurmuş, gözlemler yapmış ve oradaki karar vericilerin Türkiye'ye bakışını deneyimlemiştim. Türkiye'nin Afrika'da ayak basılmadık toprak bırakmayışını, iş dünyasının ve ihracatçı ordusunun kıvraklığını, yumuşak güç geliştirme ve kamu diplomasisinde Türkiye'nin artan görünürlüğünü, havacılık ve savunma sanayiinde devrim niteliğinde olan gelişmeleri ele almak ve bunların hem Doğu Akdeniz'de hem de daha geniş bir coğrafyada kaldıraç etkisini tartışmak daha anlamlı olabilirdi. Ama yok hayır! Gözümü anlamsız gelişmelerden, basını meşgul eden saçmalıklardan ve toplumun enerjisini yok eden salvolardan alamadım. Yenik düşerek bu gelişmelere bir cevap vermeyi gerekli gördüm!