Korona virüs faciasının dünyayı kasıp kavurduğu; zengin-fakir, müslim-gayri müslim, başbakan-ırgat, ırk-dil-din farkı gözetmeden insanlığı ölümle yüz yüze getiren, ekonomik, siyasi, psikolojik devasa zorluklarla devletleri ve milletleri baş başa bırakan azim bir felaket. İşçinin, işverenin, işsizin, esnafın hülasa toplumun her kesiminin zorluklarla karşılaştığı; merhamet ve yardım ve dayanışmanın en elzem olduğu günlerden geçiyoruz. Cumhurbaşkanlığı “biz bize yeteriz” kampanyasını açtı. Mübarek oruç ayı Ramazan günleri yaklaştı. Müslümanlığımızın gerçek anlamda idraki içinde olmalıyız. Millet ve Devlet olarak, İslam alemi ve küresel çapta hayırda- iyilikte yarış yapma fırsatı önümüzde. Devlet ve fert olarak gönülleri kazanma fırsatı karşımızda. Türkiye, devlet ve millet olarak, şimdiye kadar olduğu gibi bu felaket karşısında da Dünyada temayüz eden öncü ve birinci sırada olma ve bu yönüyle büyük devlet, büyük millet olma erdemini, faziletini yaşayacaktır.
İslam, merhamet dinidir. “Merhamet etmeyene merhamet edilmez” buyrulmuştur. Allah, inanan-inanmayan herkese merhametlidir. Rahmandır, rahimdir. Fatiha suresinden sonra, Bakara süresi ilk ayetlerinde Allah mü’mini; gayba inanan, namazını kılan ve verdiğimiz rızıktan DAĞITAN- İnfak eden kişi olarak tarif eder. Yine Bakara 177. Ayette, İyiliği-Birr’i- Takvayı en güzel şekilde tarif ederken; Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanmanın yanında; yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere (hürriyeti elinden alınanlara) sevdiği maldan harcayan, namaz koşan, ZEKAT veren; söz verdiğinde (anlaşma yaptığında) sözlerini yerine getirenler; sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabredenler, doğru olanlar” diye vasıflandırır. Takva sahiplerinin onlar olduğunu keskin şekilde vurgular.
O halde, mümin olmanın, gerçek Müslüman olmanın en esaslı şartıdır Allah için ihtiyaç sahiplerine vermek. Buradan hareketle, yazımızın başlığı olan “RAHİM DEVLET-Sosyal Devlet” olgusu açısından, yapılanlar ve yapılması gerekenleri değerlendirmeye çalışalım.
RAHİM DEVLET-SOSYAL DEVLET Niteliği ve Yapılanlar.
Anayasamızın, 2. Maddesinde Cumhuriyetin diğer nitelikleri yanında “Sosyal bir Hukuk Devleti” niteliği vurgulanmış; 60. Madde, Herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, 56. Madde de son fıkrada, “...kanunla genel sağlık sigortası kurulabileceği” hükme bağlanmış olmasına rağmen, Devletin bu fonksiyonları tüm nüfusu kapsayacak şekilde ancak, Ak Parti hükümetleri döneminde uygulamaya konmuştur. Şöyle ki;
-
Emekli Sandığı, SSK ve BAĞ-KUR, verdikleri hizmet kalitesi ve hastane hizmetlerinin birbirinden çok farklı olan, adeta sınıf farklılığına dayanan sosyal güvenlik kurumları, 5502 sayılı Kanunla birleştirilmiş, hizmet standartları adalet ve eşitlik içinde yükseltilmiş; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile sosyal güvenlik hizmetleri, kişinin doğumundan ölümüne kadar tedavi-sosyal bakım, özürlü hakları, şehit aile yakını hakları vb tüm nüfus, ölümden sonrada hak sahipleri sosyal güvenlik hakları güvenceye alınmıştır.
-
Tüm nüfus, hiçbir ayrım yapılmadan devlet hastaneleri, Üniversite Hastaneleri ile SGK ile sözleşen özel hastanelerinden ücret ödemeden tedavi hizmeti alır, ilacı devletçe (SGK) karşılanır hale gelmiş, sağlık pirimi ödeme gücü olmayan fertlerin primlerini Devlet-hazine üstlenmiştir.
-
Devlet, Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde, kuruluş aşamasında Pirim ödenmeden aylık bağlanan muhtaç ailelerle ilgili, “Pirimsiz Ödemeler Genel Müdürlüğü” tesis edilmiş; 3294 sayılı Kanun, 2022 sayılı Kanun kapsamında; 65 yaş, Yaşlı-Engelli-Engelli Yakını, slikozis hastalığı aylığı, eşi vefat eden kadınlara, muhtaç asker ailelerine nakit yardım, öksüz yetim yardımı vd. Muhtaç gruplara her ay karşılıksız 2 milyon 100 küsur bin kişiye aylık ödenmekte olup bu kişilere bilindiği gibi ayrıca korona salgını nedeniyle 1000’er TL ödenmiştir.
-
Bir hayli maliyeti yüksek olan korona virüs TEST ve tedavi işlemleri, özel hastaneler dahil tüm sağlık kurumlarınca ücretsiz yapılmaktadır.
-
İşletmelerin ve gerçek kişilerin devlete olan vergi stopaj ve sigorta pirimi gibi borçları, banka kredi taksitleri ertelenmiş, işsizlik sigortası aktif şekilde uygulanmış, kısa çalışma ödeneği vb. yardımlarla birlikte, kredilendirme ve şartları kolaylaştırmaya yoğunlaşılmıştır. Ayrıca 2 milyon 300 bin zor durumda olan işsiz vb. aileye de 1000 TL ödeme yapılması çalışması devam etmektedir.
-
Virüsle mücadele konusunda Dünyanın iri devletleri duyarsız ve aciz kalmış, Türkiye, gerek Şehir Hastaneleri yapılanması, acil servis kalitesi ve yeterliliği, gerekse bilim kurulu oluşumu ve hastanelerin virüsle mücadeleye hazırlıklı olma bakımından başta Sağlık Bakanlığı, Aile ve Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlıkları ile Devlet olarak başarı yolunda gayret gösterdiği görülebilir.
-
PKK’nın Suriye koluna 50 bin küsur tır silah yardımı yapan ABD de Nevyork ta toplu mezarlar kazılması, en mübrem maske, dezenfektan, solunum cihazı vb. sağlık gereçlerinin karşılanmayışı; AB Üyesi İtalya ve İspanya’ya, AB den ayrılma aşamasındaki İngiltere’ye uçak ve gemi dolusu sağlık araç gereci yardımı yanında 30’u aşkın ülkeye virüsle mücadele gereçleri yardımı yapması; Dünyada muhtaç ülke ve toplumlara yardım konusunda “Büyük Devlet” olduğunun göstergesidir. Ve birinci sırada olduğu kanısındayım.
Sonuç olarak, Türkiye bu yönde ilerlemeli, sosyal devlet olma yönünden, Dünyada temayüz eden uygulamalarını sahada güçlendirmeli; başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere yönetimde bulunanların, RAHİM DEVLET anlayışını daha da güçlendirmeleri beklenmektedir. Tıp otoriteleri medyada yeterince virüsle mücadele konusunda tartışmakta, olayın dini değerlendirmeleri, uzmanlarınca yapılmaktadır. Ben de bu yazımda, sosyal güvenlik ve dayanışma açısından olayı değerlendirmek istedim. En az zararla bu faciayı ülkemizin, Türk ve İslam Dünyasının ve insanlığın atlatmasını Yüce Rabbimden dilerim.
Av. Mahmut ÖZBAY E. Müsteşar Yrd.