GÖMÜLÜ ÇOBAN
Semalarda yıldızlar karanlığa gömülü,
Yerde gönül erleri derinliğe gömülü,
Yıldız kaydı dediler, sandım çoban yıldızı,
Meğer kayan çobanmış, bizim çoban:
Gömülü.
Canlanmıştı gözümde hayali birden bire,
Bir nara atardı ki, benziyordu tekbire,
Mısraları kılıçça yarıyorken zulmeti,
Coşturduğu kitleler, dehşet verdi kafire
Her bakışı bir şimşek, haykırışı bir destan,
Çınladı hür sesiyle Azerbaycan, Türkistan,
Şairler bilirdi ki, bizim gömülü Çoban,
Gönüllerden kurulu bir orduda komutan
Köhne çağın bağrına dayamıştı hançeri,
Mutlu bir çağ içindi sel gibi akan teri,
Mazlum ile halleşip yetim ile ağlarken
Rehber edinmişti o, Hazret-i Peygamberi
Gençliği bir çığlıktı, günü zehir zemberek,
Saldırırken millete yılan, çıyan, engerek,
Şahlanırdı meydanda, meydan bize kalırdı,
Hey analar doğurun! Bize çobanlar gerek.
1 Ekim 1992