Bugün Ramazan Bayramı, bir aylık oruç, Kur'an, teravih ve çeşitli sakınmalara riayet ederek geçiverdi mübarek Ramazan-ı şerif. Bayramınızı tebrik ederim...
Dünyada ve ülkemizde fokurdayan pek çok mesele var, endişeler çoğalmış, kaygılar artmış halde, insan kendine yabancılığı artarken, nefsine ve şeytana aldanarak dağılmanın zirvesine koşmakta... Zulüm ve adaletsizlikler, dünya vicdanını kanatmakta... Sevgisizlik, merhametsizlik, düşüncesizlik had safhada...
Gazze, Doğu Türkistan, Arakan başta olmak üzere, İslam ümmeti, zulüm, adaletsizlik, yoksulluk ve afetlerle ağır imtihanlara uğramakta... Lakin tüm bu acılara, tüm bu noksanlıklara rağmen, burasının dünya olduğunun ve her şeyin yarım kalacağının, hiçbir hazzın ve talebin kamilen tamam olmayacağının da farkındayız... Burası dünya, yorgun insanlarla azgın insanların dünyası, kuzularla kurtların dünyası, kötülerle iyilerin dünyası... Tüm bu karmaşanın ortasında her şeye rağmen, bir Ramazan ayı daha geçirdik, bayrama eriştik, hamdolsun...
Bizim büyüklerimiz hamd edecekleri zaman çok güzel sözler söylerler, hep birlikte gür seslerle 'amin, amin, amin' derlerdi. Bir yağmur seli gibi inlerdi yer gök aminlerle... O şükürleri, o aminleri, o tevbe ve hamd sellerini insan yeniden yaşamak istiyor. O yağmurun ortasında, kalıp, arınmak istiyor insan...
"Vakt-i şerîf hayrola, hayırlar fethola, şerler defola, Allahü azîmüşşân ism-i zâtının nûru ile kalbimizi pür-nûr eyleye. Demler safâlar ziyâde ola. Rabbimiz bizleri affeyleye. Milletimizi bahtiyar ede, devletimizi daim ve de kaim eyleye, ülkemizin semalarından ezan-ı Muhammedi'yi eksik eylemeye, gencimize büyüğümüze güzel ahlak vere, gönüller şad ola, mübarek Fıtra Bayramımız hep birlikte kutlu ve de mutlu ola!'
Amin amin aminlerle, Allah Allah Allah tekbirleriyle, kristal bir dönenceyle göklere uzanan bir dalgalanmanın sanki içinde, sanki eşsiz benzersiz bir aşk okyanusunun sırrına doğru koşar halde, duanın kalbine gitmek... Ne güzeldir o dua ve münacaat seslerinin içinde coşmak...
Gülbang kelimesini, çoğu kişi Farsça bir terim olarak 'gül sesi, gül gibi hoş ses' anlamında tarif ederler. Üstad Abdülbaki Gölpınarlı ise, bunu 'bülbül sesi' olarak nakletmiştir medeni lügatimize...
İslam ansiklopedisinde, gülbang teriminin farklı kullanımlarından bahseder: