Bu taleplerle uzlaşmanın çözüm olmadığına ve ödün verilmesine saygı duyulmayacağına işaret edilen açıklamada, "Kendi bencil çıkarı için başkalarının çıkarlarını feda ederek sözde muafiyetler elde etmeye çalışmak, kaplanla derisi için pazarlık etmeye benzer, sonu her iki taraf için de başarısızlık olacaktır." ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, Çin'in, tüm tarafların ABD ile ekonomik ve ticari farklılıklarını eşit istişare yoluyla çözmesine saygı duyduğu kaydedilerek, "Çin, tüm tarafların, eşitliğin ve adaletin, tarihsel doğruluğun yanında olması, karşılıklı tarifeler konusunda uluslararası ekonomi ve ticaret kuralları ile çok taraflı ticaret sistemini savunması gerektiğine inanıyor." görüşü paylaşıldı.

Çin'in meşru haklarını ve çıkarlarını korumak için kararlı olduğunun altı çizilen açıklamada, "Çin, herhangi bir tarafın çıkarları pahasına anlaşma yapmasına kesinlikle karşıdır. Eğer bu olursa Çin, asla kabul etmeyecek ve kararlı karşı tedbirler alarak kendi haklarını ve çıkarlarını koruyacaktır." uyarısı yapıldı.

Açıklamada, Çin'in tüm taraflarla birliği ve eş güdümü güçlendireceği, tek taraflı zorbalığa yanıt vermek, direnmek, uluslararası eşitliği ve adaleti korumak için birlikte çalışacağı vurgulanarak, "Tek taraflılık ve korumacılık karşısında kimse dokunulmaz değildir. Uluslararası ticaret, bir kez güçlünün zayıfı yediği 'orman kanununa' döndüğünde tüm ülkeler bunun kurbanı olacaktır." ifadesine yer verildi.

Çin, ABD Başkanı Donald Trump'ın 2 Nisan'da duyurduğu "karşılıklı tarifelere" tepki gösteren ilk ülke olmuş ve aynı oranda karşılık vermişti. İki ülke arasında tarife restleşmesi sonunda ABD, Çin'e uyguladığı gümrük tarifesini yüzde 145'e, Pekin de yüzde 125'e kadar çıkarmıştı.

Washington yönetimi, diğer ülkelere getirdiği karşılıklı tarifeleri 90 gün ertelerken Çin'e yönelik olanlar ise yürürlüğe girmişti.

ABD'de Wall Street Journal gazetesi, yayımladığı haberinde Trump yönetiminin karşılıklı tarifeler için müzakere yürüttüğü 70 ülkeye Çin ile ekonomik bağlarını kısıtlamaları konusunda baskı kurarak Çin ekonomisini izole etme ve bu yolla Çin ile müzakerelerde elini güçlendirme arayışında olduğu iddiasına yer vermişti.

Aralarında Japonya ve Güney Kore gibi hem ABD hem de Çin ile ticari ilişkileri bulunan ülkeler tarife artışlarından kaçınmak veya bunların etkilerini azaltmak üzere müzakereler için temsilcilerini Washington'a gönderirken Pekin yönetimi, kesinlikle baskıyla müzakere etmeyeceğini, herhangi bir diyaloğun eşitlik ve karşılıklı fayda temelinde olması gerektiğini belirtmişti.