Günümüz gençliğinin dinden uzaklaştığına dair birçok tespit ve yakınmalar yapılıyor. Bu tespitler yeri geldiğinde olaylarla yeri geldiğinde ise rakamlarla destekleniyor. Bu yakınmaların ardında yatan gerçek ise pek çok faydası da olan dijitalleşme.
Dijital mecraların toptan zararlı ve kötü olduğunu söylemiyoruz. Hepten kötü olmadığını, iyi ya da kötü yapan şeyi tercihlerin ve dahi kullanım süresinin belirlediğini söyleyebiliriz. Dijital dünya niceliği artırırken nitelik konusunda birçok şeyi ihmal ediyor.
Amerikan Pediatri Akademisi bu meyanda yaptığı çalışma sonrası kullanım sürelerini de yaş gruplarına göre açıklamış. Açıklamaya göre, 0-2 yaşları arasında çocukların ekrana hiç maruz kalmaması gerekirken, 2-5 yaş aralığındaki çocukların 1 saati aşmaması, 6-15 yaş aralığındaki çocukların ise günlük dijital mecra kullanımının en fazla 2 saat olması gerekiyor. Diğer yaşlar için de günlük ekran iptilası, 3 saati geçmemeli diye uyarıyor. Bunlar da elbette tartışılabilir.
Pandemi süreci ile hayatımızın bütün alanlarını kapsar hale gelen dijital dünya insanlar arası ilişkilerin ve ulaşımın yeni mecrası oldu. Ürün satmak veya bilgi paylaşmak amaçlı dijital içerik üreticileri mantar biter gibi giriverdi hayatımızın içine.
Bu süreçte yeni bazı terimlere aşina olduk. İnfluenzer, youtuber, tiktoker, online eğitim, dijital toplantı... Bu terimler 5-10 yıl öncesinde kullanılsa da pandemi ile birlikte gündelik hayatımızın bir parçası haline dönüştü.
Bu terimler için bir mekân veya zaman sınırlaması gerekmiyor. Bir kamera ile hayal bile edemeyeceğiniz insanlara ulaşıyor, ürünlerinizi veya fikirlerinizi dünyalar kadar ötelerdeki insanlara ulaştırabiliyorsunuz. Üstelik uluslararası bile olabiliyorsunuz, avamca küresel takılabiliyorsunuz. Birçok kişinin fiziksel olarak hayatında asla başaramayacağı şeyler artık bir klavye kadar yakınınızda.
Dijital dünya aynı zamanda "takipçi sayısı" ile ölçülen ve değer biçilen hale dönüştü. Artık takipçi sayınız kadar ünlü ve değerlisiniz, ya da itibar görüyorsunuz.
Ne ürettiğinizden ne konuştuğunuzdan daha ziyade takipçi sayınız ön plana çıkıyor. Ne kadar çok takipçiniz varsa o kadar "uzman", "değerli" ve "önemli"siniz...
Bu sayısallığı ön plana çıkan dijital mecra dini yapıların da dikkatini çekmiş durumda. Gerek hocalar gerekse cemaat ve tarikatlar dijital dünyadaki yerlerini yavaş yavaş almaya başladılar.