Yüreği Sevgi Dolu Bir Davetçi Mevlana
MAKALE
Paylaş
24.12.2023 23:54
1 yorum
857 okunma
Edip Ahmet Ceylan

Milletleri millet yapan onun inanç ve idealleridir. Bu bizim için iki bin yıllık Türk tarihi ve Türk kültürüdür. Türk kültürü; milli birlik ve beraberliğimizin, yücelişimizin maddi ve manevi bir simgesidir. Kültürümüze maddi ve manevi değerlerimize tarih boyu hizmet etmiş, birçok devlet adamı, sanatkâr ve Allah Dostları vardır. Bunlardan biri de Mevlana’dır.

Mevlana: 30 Eylül 1207 yılında Horasan’ın (Belh - Afganistan) şehrinde doğmuştur. Gerçek adı Mevlânâ Celâleddin Mehmed Rumi’dir.( Lakabı Celâleddin’dir. “Efendimiz” anlamındaki “Mevlânâ” unvanı onu yüceltmek maksadıyla söylenmiştir.)    

Mevlana:17 ARALIK 1273 yılında vefat etmiştir. Mevlâna’nın cenaze namazını vasiyeti üzerine Sadreddin Konevî Hazretleri kıldıracaktı. Ancak Sadreddin Konevî Hazretleri çok sevdiği Mevlâna’yı kaybetmeye dayanamayıp cenazede bayılınca namazı Kadı Sıraceddin kıldırdı.

Babası: Harzemşahlar ülkesinin büyük sofilerinden Bahaddin Veled’tir.

Annesi: Belh Emiri Rukneddin’in kızı Mümine Hatun’dur.

Harzemşahlar ile arası açılan Bahaddin Veled önce Hicaz’a sonra Şam’a daha sonra da Anadolu’nun Karaman Vilayetine gelerek yerleşmiştir.

Çocukları:  Sultan Veled, Alâeddin Çelebi, Melike Hatun, Emir Âlim Çelebi’dir.

Mevlana: İlk tahsilini babasından almıştır. Daha sonra sırası ile başta Burhanettin Tirmizi olmak üzere birçok hocadan ders alarak ilmini tamamlamıştır.

Çeşitli hocalardan ilmini tamamlayan Mevlana ilk müderrisliğe Konya Altun-oba Medresesi’nde başlamıştır. Daha sonra Konya’nın çeşitli yerlerinde müderrislik yapmıştır.

Mevlana Konya’da müderrislik yaptığı yıllarda “Şemsi Tebrizi” (“Şems-i Perende” ) (Uçan Şems) ile tanışmış onunla tanışması ile birlikte Mevlana’nın hayatında büyük değişiklikler olmuştur. Mevlana için bundan sonra yeni bir hayat başlamıştır.

Şemsi Tebrizi bir gün Mevlana’nın bütün kitaplarını alarak havuza atmıştır. Bu kitapların içinde Feruddin Attar’ın yazmış olduğu “Kalp İlmi” ni anlatan bir kitap vardır. Mevlana, bu kitabın suya atılmasına çok üzülmüştür. Şems onun bu üzüntüsünü görünce elini suya atarak Mevlana’nın üzüldüğü bu sudan kitabı çıkartmıştır. Kitaptan su damlayacağı yerde Şems onun tozunu alarak Mevlana’ ya verir.

- Ya Mevlana bu kitap “Kalp ilmi” ise benim bu yaptığımda “Hay İlmi ” dir. Diyerek kitabı Mevlana’ya takdim eder. Bu durum Mevlana’nın Şems’ e karşı olan sadâkatini bir kat daha artırmıştır. Mevlana burada kalp ilmini kaybederken yeni bir ilim “Hay İlmi”ni kazanmıştır.

Mevlana her türlü sevgisizliğe, kötülüğe, bağnazlığa karşı İslami ve insanı ilkeleri şiir, musiki ve raks içinde birleştirip dile getirmiş; etkisini yüz yıllarca sürdürmüş olacak olan bir Allah (c.c) dostu ve mürşid-i kâmil dir. Kendisinden sonra adına bir tarikat kurulmuş, bu tarikata aydınların ve devlet adamlarının, hatta bazı 2. Abdülmecit,3.Selim gibi Padişahların bile Mevlana’nın tarikatına intisap ettikleri tarihi kaynaklardan öğrenmekteyiz.

Mevlana insanı maddeden ziyade mana zenginliği içinde yüzen esrarlı müstesna bir cevher şeklinde düşünür. Bunu yazmış olduğu meşhur Mesnevi’sinde madde ve mana bütünlüğü içinde işlendiği görülür.

Mevlana yine bu eserinde insanı sadece sübjektif olarak değil, aynı zaman da onu kâinata hükmedici objektif olarak görür.

Mevlana sadece sûfi bir şair değildir. Tasavvufi şiiri insanın bedeni ve ruhi kabiliyetlerini en ideal bir manada değerlendirmesi için bir hikmet ve hakikat vasıtası olarak görür.

Mevlana da insan sevgisi, kardeşlik, hoşgörü içinde görülür.

Mevlana şiirlerini toplumun bütün dert ve acılarını dile getirerek işlemiştir.

Mevlana kendisinden sonra insanlara bırakmış olduğu yol insanlık yoludur, aşk yoludur, muhabbet yoludur. Kısacası onun yolu insana insanlığı öğreten Hak ve aşk yoludur.

Mevlana’ ya bir gün sormuşlar;

-Aşk nedir?

-“Ben olda bil” şeklinde cevap vermiştir.

Dünyada “Şerif” adıyla anılan üç kitap vardır.

1) Buhari şerif.

2) Şifai Şerif.

3) Mesnevi Şerif.

İlimler iki yolla öğretilir:

1) Zahiri yolla.

2) Batını yolla.

Mevlana ilmini bu iki yolla kazanmıştır.

Bilindiği üzere Zahiri ilim çalışarak kazanılan ilimdir. Fakat batını ilim çalışarak kazanılan bir ilim olmayıp bizzat Allah (c.c)tarafından Allah’ın sevgili kullarına verdiği ve ilhamla gelen bir ilimdir. Bunun için mesnevi zahiri bilgilerden çok batını ilimle-ilhamla yazılmış bir eserdir. Onun için insan Mesneviyi kaç sefer okursa okusun her okuyuşun da başka, başka anlamlar kazanmış olur. Bu durum ilhamla yazılmış olmasının bir işaretidir.

Peygamberimiz (s.a.v ) bir sözün de “insanlarla konuşurken akıllarına göre konuşun” buyurmuştur. İşte onun içindeki mesnevi bütün akıllara hitap eder. Onu çocuk okursa, çocuğa hitap eder. Âlim okursa âlime hitap eder. Halktan birisi okursa halka hitap eder. Bir başkası okursa, âlime hitap eder. Bir başkası okursa aşk sahibi olur. Kısacası kim her ne maksatla okursa maksadına hâsıl olur.

Bu konuda bütün İslam Âlimleri tarafından en çok takdir edilen eser “Tahrü'l Mevlevi” nin olduğu söylenir.

Mevlana’nın Mesnevi’sinden sonra bize miras kalan 2. bir husus ta “Sema” dır.

Mevleviler Allah’a olan aşkımız artsın, ahirette olan imanımız çoğalsın, gönüllere dünya sevgisi dağılsın, gönüller dünyaya yabancı olsun diye “Sema” ederler.

Sema Mevlana tarafından icat edilmiş bir zikr şekli değildir. Çoğu insan bunu böyle bilir ve o şekilde de anlar. Oysaki Mevlana yapmış olduğu semayı peygamberimiz (s.a.v) ve ashabından onların hayatından öğrenmiştir. Bir gün peygamberimiz (s.a.v) yanında Caferi Tayyar, Hz. Ali (r.a ) Zeyd bin Harise’ ve daha birçok sahabe ile birlikte otururken; peygamberimiz (s.a.v ) Cafer (r.a )dönerek;

- “ Sen benim yaradılışıma ve ahlakıma en çok benzeyensin” buyurunca Cafer (r.a ) raksa (dönmeye )başladı. Aşka gelip Mevleviler gibi sema yapmaya başladı. Daha sonra peygamberimiz (s.a.v ) Hz Ali (r.a )’a yönelerek;

-''Sen bendensin, ben de sendenim” buyurdular. Bunun üzerine Hz. Ali'de Cafer-i Tayyar gibi sema yapmaya başladı. Orada bulunanlar arasından Hz. Zeyd (r.a) sabırsızlıktan içi içine sığmıyordu. Peygamberimiz (s.a.v) Zeyd bin Harise(r.a ) dönerek;

-''Ey Zeyd! Sen bizim kardeşimizsin. Ve azat edilmiş kölemizsin'' buyurunca o da diğerleri gibi aşka gelip raks etmeye başladı. (1)

Sema konusunda Mevlana ''Fihi Ma-fih'' kitabın cilt 2 sayfa 261,262 ve’ ‘Müjde buradan - diher guş, kitabı” Cilt 4'te şöyle anlatmaktadır.

1) Sema âşıkların gıdasıdır.

2) Sema-diri insanlara rahat ve huzur verir.

3) İnsan semaya başladı mı, iki dünyadan da dışarı çıkar.

4) Sema insanın canının cananıdır.

5) Sema canların babasıdır.

6) Sema insanı sevgiliye kavuşturan bir yoldur.

Sema esnasındaki hareketlerin manası ise şöyledir:

1) Dönmek: tevhide işarettir.

2) Sıçramak: Yüksek olana ulaşmaktır.

3) Ayak vurmak: İnsanın nefsini ayakları altına alınmasıdır.

4) Kol açmak: Nefsi envare ordusunun yenme işaretidir.

5) Bir azizi kucaklamak: Sema esnasında bir azizi kucaklamakla birlikte sema etmek müridin kendisinde yok olması. Karşısındaki gönül, arkasında kendisini tam bir berraklık ile görmesidir.

6)Sema anında secdeye kapanmak: İbadet halini bildirir.

Kim Mevlana’yı ve eseri olan Mesneviyi tecrübe etmek ister ise;

Bir Fatiha üç ihlâs okusun ve bütün gelmiş geçmişlerimizin ruhlarına bağışladıktan sonra Mesnevinin herhangi bir yerini açarak okusun. Ondan sonra bütün üzerindeki sıkıntılar gittiği gibi insanın problemlerinin çözümü noktasındaki anahtarı da elde etmiş olur.

Mevlana’nın ölümünden sonra günümüze kadar devam eden ''Mevlevilik tarikatını '' oğlu Sultan Velet kurmuştur.

Mevlevilik tarikatının 12 temel ilkesi vardır. Bunlar şunlardır:

1) İnsanlığa hizmet etmek

2) Başkalarına her zaman iyi ve güzel davranışlarda bulunmak.

3) Mevlana’nın eserlerini Mesneviyi çok, çok okumak.

4) Aklı iyi kullanmak, dünyada en iyi hikmet sahibi olmak.

5) Dünyada dini vazifelerini yerine getiren insan olmak.

6) İnsan içini her zaman temiz tutmak.

7) Mevlana’yı önder olarak kabul etmek.

8) Mevlana’nın yolundan ayrılmamak.

9) Allah ve Resulünden sonra Mevlana’ya bağlanmak.

10) İlim öğrenmek bilgili olmak.

11) İnsanlara karşı daima alçak gönüllü, güler yüzlü, sabırlı ve nazik olmak.

12) Her zaman maddi manevi bakımdan temiz olmak.

Mevlana’nın eserleri:

1) 25.618 Beyitlik Mesnevisi.

2) 24.872 Beyitlik Divanı Kebir.

3) 70'den fazla oluşan sohbetlerini içeren “Fihi Mafih”

4) 147 tane mektubun yer aldığı “Mektubat.”

5) Mevlana’nın 7 tane vaazını bir arada toplayan “Mecasil-i Seb-a.”

Bu açıklamalardan sonra “Mevlevilik” hakkında bilgi vermeden geçmek olmaz.            Mevlevilik: Mevlana Celalettin Rumi’nin kurduğu, oğlu sultan veledin düzenlediği tasavvufa dayalı bir tarikattır. İslam ve Anadolu tarikatları içinde en seçkin olanlarından biridir.

Mevleviliğin en ilgi çekici yanı ayindir. Ayinde ; “mutrip” denilen saz heyetiyle “ayinhan” denilen okuyucular bir “ayin”-i şerif çalıp okurlarken dervişlerde bu nameye uyarak “sema” raksı yaparak, kendilerinden geçercesine dönerler.

“sema” evrenin “cezbe ” sini, yani bir odak çerçevesindeki çekimi sembolize etmektedir. Tarikatın başındaki kişiye “çelebi” denir.

Çelebi Mevlana’nın torunları arasından seçilir. Bunlar Konya’da Mevlana’nın türbesi olan dergâhta otururlar. Osmanlı İmparatorluğunun belli başlı şehirlerinde Mevlevihanelerin başlarında “Şeyh”ler bulunurdu. “Şeyh”ler arasından seçilirdi ki “1001” günlük çileyi tamamlayan “Derviş” dede adını alırdı.  

Mevlevihaneler, yüzyıllarca konservatuar yerini tutmuş, Hamamizade İsmail Dede gibi büyük bestekârlar, Şeyh Galip gibi büyük şairler yetiştirmiştir. Mevlevilikte ayinler bir saatten fazla sürer, güfteler çoğunlukla Mevlana’nın şiirlerinden seçilirdi.

Divan şiirimizin ünlü Mevlevi Şairlerinden bir beyit:

Reh-i Mevlevi’de Galib bu sıfatla kaldı hayran

Kimi terk-i nâm ü şâna kimi i’tibâre düştü.

Şeyh Galip (2)

Bu vesileyle Allah dostu Hak aşığı Mevlana Hazretlerini rahmetle anar ruhunun şad olmasını Cenabı Haktan dileriz.

Kaynaklar:

(1) İslam’da Zikir ve Rabıta. Abdullah Faruki el Müceddidi. Sayfa:39.40

(2) Edebiyat Terimleri Kılavuzu. Seyit Kemal Karaalioğlu. Sayfa 228-229

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Toplam 1 yorum yapıldı
Sevgi Sultani Hz.Mevlana
Baki Selamlar Rabbim Milletimizin Ummetin Birligine Diriligine Kurtulusuna Vesile olacak islerde muvaffak olmaniz dilegiyle Allaha emanet olun Amasya Mevlana Dernegi.Tebrikler.
Yorum Ekleyen: Emsal Cenik     30.12.2023 13:29:50

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya