Geçtiğimiz hafta başta Konya olmak üzere bütün yurt genelinde Mevlana’yı anma toplantıları ve törenleri yapıldı. Bunlardan birisi de Amasya ilimizdir. Amasya ilimizde yapılan toplantılarda “Amasya Mevlana Kültürünü Tanıtma ve Yaşatma Derneği Başkanı” Emsal Cenik Bey’in yapmış olduğu konuşmayı bu haftaki yazılarımda siz okuyucularımla paylaşmak istiyorum
“Değerli misafirler, kıymetli gönül dostları,
Bugün burada, asırlardır insanlığa rehberlik eden, gönülleri aşkla, ruhları hikmetle dolduran büyük bir veli olan Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi’yi anmak üzere bir aradayız. Onun 751. yıl dönümünde, sadece bir şahsiyeti değil, aynı zamanda insanlığa ilham olan bir düşünce ve sevgi mirasını da yâd ediyoruz.
Hz. Mevlana, bir âlim ve mutasavvıf olmanın ötesinde, insanlığa evrensel bir sevgi dili sunan bir yol göstericiydi. O, “Gel, ne olursan ol yine gel” diyerek kapılarını herkese açan, ayrılıkları değil birliktelikleri yücelten bir bilgelik çağrısı yaptı. Mevlana, insanın özüyle buluşmasını, kendi içindeki ilahi hakikati keşfetmesini öğütleyen bir yaşam rehberiydi.
O, yaşadığı dönemde olduğu gibi bugün de, insanlara sevgiyi, hoşgörüyü ve barışı öğretiyor. Zira onun şu sözü, hala çağımızın en temel meselelerine çözüm sunuyor:
“Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istedim. Bugün bilgeyim, kendimi değiştiriyorum.”
Bu öğüt, değişimin ve barışın kendi içimizde başladığını hatırlatır bizlere.
Hz. Mevlana’nın öğretilerinde en büyük ilke sevgidir. Sevgi, onun için yalnızca bir duygu değil, insanı insana ve insanı Allah’a götüren en güçlü köprüdür. Mevlana, sevgiyi hakikatin özü, yaratılışın gayesi olarak görmüştür. O der ki:
“Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi.”
Bundan 751 yıl önce bu dünyadan bedenen ayrılmış olsa da, Mevlana’nın öğretileri ve Mesnevi’deki derin hikmet dolu sözleri bugün de insanlığı aydınlatmaya devam ediyor. Onun sözlerinde, insanı insan yapan değerleri; hoşgörüyü, sabrı ve şefkati buluyoruz.
Bugün Hz. Mevlana’yı anarken, onun yolunda yürümeye ve hayatımıza onun öğretilerini katmaya söz vermeliyiz. O, sadece bir döneme değil, bütün çağlara hitap eden bir ışık olmuştur. Ve bizler, bu ışığı yüreğimizde taşımalı, etrafımıza yaymalı ve sevgiyle büyütmeliyiz.
Bu anlamlı günde, Mevlana’nın ruhunu rahmet ve minnetle anıyor, onun sevgisinin ve hikmetinin hepimize yol göstermesi dileğiyle konuşmamı sonlandırıyorum.”