1987 Genel Seçimlerinde, Antalya ili, iki bölgeye ayrılmıştır.Batı ilçeleri,1.Seçim Çevresi,doğu ilçeleri,2.Seçim Çevresidir.
Manavgat-Beşkonak, Altınkaya Köyü’nden İsmet de, bir siyasi partinin,2.Seçim Çevresinin milletvekili adaylarından biridir. İsmet ve diğer milletvekili adayı dört arkadaşı, seçim çalışmalarını yürütmek üzere, bir yerli binek araba bulurlar. Ancak, İsmet, Beşkonak’ın köyünden olmasına rağmen, kendi köyü ve civar köyler dışındakileri pek bilmez. Diğer milletvekili adayı arkadaşları da, kendisinden pek farklı değildir. Bu durumda, seçim çalışmalarını yürütmek için, Manavgat’tan, Konya ve Isparta sınırına kadar, Beşkonak köylerini kendilerinden çok daha iyi bilen, bir kılavuza ihtiyaçları vardır.
Ve kendilerine yol gösterici olarak, komşu köylerinden yaşlı bir amcayı bulurlar. Arabaya, yaşlı amcayı da yanlarına alırlar ve beş kişilik seçim ekibi yola koyulurlar. Yaşlı amca, oldukça zayıf, sivri burunlu, sevecen, konuşkan ve çok şakacı bir insandır.
Beşkonak’ın, sahil kesimine yakın olan bir kaç köyünün dışında, gelişmiş köyü yoktur. Özellikle, Beşkonak’tan başlayarak, Isparta, Konya İl sınırlarına yaklaştıkça, hemen, hemen tamamı, her türlü medeni imkanlardan yoksun, dağ köyleridir. Bu dağ köyleri, yol, su, elektrik, telefon, okul, sağlık ocağı gibi en temel ihtiyaçlardan mahrum, zor şartlarda hayatlarını sürdürmektedirler. Bir kaç düzlük sayılabilecek köy haricinde, ekim-dikim için, müsait arazileri yoktur. Köylüler, bulabildikleri, bir-iki oda büyüklüğündeki düz yerlerde, temel ihtiyaçları için ekim-dikim yapmaktadır. Her aile az veya çok davar sürüsü ile, yeteri kadar, büyükbaş hayvan beslemektedir. Ancak, bütün bu olumsuz hayat şartlarına rağmen, köylerin nüfusları oldukça, fazladır. Her aile, en az 6-7 çocuğa sahiptir.
İsmet ve ekibi, yaşlı kılavuz amcanın yol göstericiliğinde, çok çeşitli köylere girer çıkarlar. Bu yaşlı, sevecen, hoş sohbet, şakacı amcadan hem ziyaret ettikleri yerler, hem de köyler hakkında bilgi alırlar. Yolculukları, çok samimi, bol esprili, sohbet ede ede devam eder. Milletvekili adayları, yanlarında getirdikleri, tanıtıcı seçim broşürlerini, otomobillerinin etrafına biriken, çoğunluğu çocuk olan, köy sakinlerine dağıtırlar. Yetişkin nüfusu kalabalıkça buldukları bazı köylerde, konuşmalar da yaparlar.
Ancak, Isparta sınırına yakın bir dağ köyüne ulaştıklarında, bu köyde, diğer köylerin hiç birinde görmedikleri anormal bir durumla karşılaşırlar. Burası,20-25 hanelik, çok küçük bir yerleşim yeridir. Kılavuz amca taksi içinde beklerken, diğer dört aday broşür dağıtmak üzere dışarı çıktıklarında, köye bir taksi geldiğini gören ve nereden çıktıkları belli olmayan yaşları, 4 ila 12 arasında, 150-200 kadar çocuk sürüsü, bir anda etraflarını sarar. -Amca, bana da ver! -Amca, bana da ver!
-Amca, bana da kıyat ver!
-Bana da... !
-Bana da... !
Ellerinde, kıyat (broşür) bitince, taksiye dönerler. Şaşkınlığını gizleyemeyen İsmet, oturmakta olan yaşlı nüktedan kılavuz amcaya sorar:
-Amca, bu, çocuk bolluğu ne böyle? Kılavuz amca, gayet sakin, gülerek, yörenin şivesine uygun, kelimeleri uzata uzata, cevap verir:
-BAAAŞKA, BİR ZENEEETİMİZ Mİ VAR, İSMET EHENDİ?
(*) Efendi