İslam inancı İnsanın ve evrenin bilinçli akıllı ve üstün bir yaratıcı tarafından yaratıldığını temel alan bir inançtır.

Batı Medeniyeti ve modernizm bir yaratıcıya inanmaz insanı ve iradesini yaratıcı kabul eder. Bu sebeble modernizm insanın özgürlüğünü esas alır. Kuralları insanlar koyar. İnsan kimseye karşı sorumlu olamaz. Görev ve sorumluluğu yoktur. Özgürlüğünün sınırı diğerlerinin özgürlüğünün sınırlarıdır. Ancak hukukun da kurallarında yaratıcısı kendisidir. Çünkü onu yaratan olmadığına(!) göre kimseye karşı sorumluluğu ve görevi yoktur.

İslam Fıkıh'ı ise insanın ve evrenin bir yaratıcısı olduğu temel inancıyla başladığından; evrenin ve insanın yaratıcısının onun fıtratını yani doğasını en iyi bilenin Allah olduğunu, inancının merkezine koymuştur. Bu sebeble yaratıcının elçileri aracılığıyla gönderdiği görev ve sorumluluklar insanın ve evrenin doğasına en uygun kurallar en uygun hukuktur(doğal hukuk). O halde insan yaratıcısına, evrene ve kendisine karşı sorumludur. Doğasına en uygun kurallarla yaşadığından en özgür insanda doğal hukukta yaşayan insandır. Bunu ayağa giyilen ayakkabının ayağın doğal numarasına tam uygun olması onun en özgür olduğu ayakkabıdır. Büyük numara ayakkabı yürümeyi engellediğinden, küçük numara ayakkabıda ayakta çıban nasır çıkardığından ayakların özgürlüğünü sağlamaz.

Batı düşüncesinin öngördüğü özgürlük insan fıtratının sınırlarının dışına çıktığından Kuran açısından tuğyan(taşma azgınlık) olarak nitelendirilir. Bir örnekle açıklarsak cinsel özgürlük batıda içine eşcinselliği yani eşcinsel evlilikleri de alan bir özgürlüktür. Kurana göre bu fıtrata aykırı(doğal hukuka) bir özgürlük anlayışıdır. Kuran bu davranışı meşru nikah evlilik ve meşru cinselliğin taşması azgınlığı olarak görür. Çünkü bu yeni neslin doğmasını ve toplumun geleceğini yokeden bir azgınlıktır. Kurana göre cinsellik ve cinsel özgürlük meşru nikah altında erkek ve dişi arasında yaşanan, sınırları karşılıklı manen ve maddeten tatmin ve neslin devamı olan bir özgürlüktür. Sınırları insanın fıtratıdır. Batının cinsel özgürlük anlayışında maddi tatmin olsa bile manevi ve duygusal tatmin olmadığı gibi neslin devamını sağlamak özgürlüğü de yoktur. Bu sebeble gerçek özgürlük insan ve toplum fıtratının sınırlarını taşmayan (tuğyan etmeyen) ayağın tam numarası olan ayakkabı gibi yaradılışa en uygun özgürlüktür.