Ankara’da dernekte İstanbuldaki abilerden bahsedilirken Mücadele Birliğinin teorik liderinin Aykut Edibali, pratik liderinin Yavuz Ağabey olduğundan bahsedilirdi. Bilhassa Cemil Ağabeyin üzerinde Yavuz Ağabeyin büyük etkisi vardı. Bunu saklamaz her zaman Yavuz Abiyi çok sevdiğini söyler, bizlere ondan menkıbeler anlatırdı. Bizler de hiç görmediğimiz halde onları merak ederdik. Bizler için, onlar birer efsane haline gelmişti. 1970 yılının Mart aylarında İstanbul Yıldız Teknikte bir çatışma olmuş sol kesimden bir kişi ölmüştü. Bu olaya mücadelecilerin karıştığı gerekçesiyle İstanbuldan 3-4 kişi gözaltına alınmış, Yavuz Ağabey de tutuklanmıştı. Diğerleri 3-4 gün sonra salındılar. Ancak Yavuz Ağabey bırakılmamıştı. Kırklareli cezaevinde kalıyordu. Zaman zaman mücadeleciler hapishanede Yavuz Ağabeyi ziyarete gidiyor, daha sonra bu sohbetleri bize ballandıra ballandıra anlatıyorlardı. Ziyarete gitmek bir tutku halini aldı. Cemil Ağabey İstanbula giderken beni de götüreceğini orada Yavuz Ağabeyi de ziyaret edeceğimizi söyleyince çok sevinmiştim. Nihayet hareketin liderlerini bizzat görecektim. Önce İstanbula uğradık orada İstanbul Sancağında Aykut Edibalinin sohbetine katıldık. Bende ilk intiba olarak anlatılanların gerçek, Aykut Beyin iyi bir teorik lider olduğu kanaati teyid edilmişti. Aykut Ağabeyi zaten yazılarından tanıyordum. Ama asıl Yavuz Ağabeyi merak ediyordum. Cemil Ağabeyin ona olan bağlılık ve saygısı bende büyük bir merak uyandırmıştı. Kırklareli Cezaevine gittiğimizde Yavuz Ağabeyi demir parmaklıklar arkasında bulacağımızı zannederken onu ziyaretçi odası gibi bir yerde misafirlerini kabul ederken bulduk. Yavuz Ağabey karizmasıyla herkesi etkiler ve tesiri altına alırdı. Aynı karizmasıyla cezaevini ve müdürü etkilemiş, onların güven ve saygısını kazanmış, bir mahkumdan çok bir ev sahibi konumuna gelmişti.
Cezaevi odası sohbet yapılan bir dernek salonuna dönüşmüştü. Cezaevi Müdürü artık çekindiğinden mi yoksa saygısından mı bilinmez rahatsız olmasına rağmen Yavuz Ağabey'e bir tutuklu muamelesi yapamıyordu. Hatta müdür ziyaretin uzamasından ve sandalyelerin ziyaret odasına taşınmasından şikayet edince Yavuz Ağabey, bizim yanımızda ona işittirecek şekilde: ''-Biz müminiz bizim basiretimiz var. Biz kimseyi zor durumda bırakmayız. Kimse karnından konuşmasın'' diyerek müdürü ona işittirerek azarladı. Adamcağız sesini kesmişti. Yavuz Ağabeyi tahmin ettiğimden de etkileyici bulmuştum. Gerçekten pratik karizmatik ve etkileyici bir liderdi. Cemil Ağabeyin neden ona bu kadar bağlı olduğunu anlamıştım. Mücadelenin gücü ve etkileyiciliği Aykut Ağabeyin o yıllarda ki teorik ve ilmi çalışmalarıyla Yavuz Ağabeyin teşkilatçılığı sayesinde efsane haline gelmişti. Yavuz Ağabeyin cezaevine girmesiyle mücadelenin pratik liderliği de Aykut Edibali'ye kalmıştı. Aykut Edibali pratik yönü ve teşkilatçılığı Yavuz Ağabey kadar güçlü değildi. Bu sebeble teşkilat içinde hafiften hafiften huzursuzluklar başladı. Bu benim bireysel gözlemimdi. Katılmayanlar olabilir. Ancak neticede Aykut Edibali’nin ilmi ve ideolojik çalışmalardan uzaklaşarak, teşkilatlanma çalışmalarına ağırlık vermesi ideolojik liderliğin zayıflamasına, diğer sivil toplum kuruluşlarına olan üstünlüğümüzün zayıflamasına yol açtı.
İlerdeki yıllarda, kültür çalışmalarının kaynağı olan İslam yerine kemalizm ve milliyetçilik Mücadele Birliği'nin söylemlerinde ağır basmaya başlayınca bu ideolojik üstünlük tamamen kaybedilmeye başlandı. Mücadele Birliği'nin ideolojisi sistemin resmi ideolojisine dönüştürülmeye çalışılınca mücadelecilik, diğer derneklerden partilerden bir farkı kalmayan sıradan bir harekete dönüştü ve cazibesini kaybetti. Hele hele bir de buna adı yolsuzlukla ve masonlukla birlikte anılan Adalet Partisi içinde çalışma kararı çıkınca mücadeleden ayrılışlar hızlandı.
Hapisten çıktıktan sonra da Aykut Edibaliden ayrıldıktan sonra da sık olmamakla beraber çok konuştuk. Benim ‘Biraz Aleviyiz, Biraz Sünniyiz’ kitabımı okumuş çok güzel takdirkar sözler söylemişdi. Rabbim bizlerin günahlarını bağışlasın bizden önce göçenlere ve bizlere mağfiret etsin.
59.10 - Onlardan sonra gelenler, "Ey Rabbimiz!" diye yalvarırlar, "Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve imana ermiş olan(lardan hiçbiri)ne karşı kalplerimizde yersiz ve uygunsuz düşünce veya duygulara yer bırakma. Ey Rabbimiz! Sen şefkat Sahibisin, rahmet kaynağısın!"