Türkiye'nin Kafkasya'ya açılan kapısına... Bir zamanlar, Güneybatı Kafkasya Cumhuriyeti'nin başkenti olan kadim şehir Kars'a veda ederken... Arpaçay'ın suladığı ovadaki köylüye sordum:
- Hemşerim... Şimdi gündem terörsüz Türkiye... Ne diyorsun?
Köylü... Alnındaki teri siliyor.
"Efendi... Terör varken hepimiz memur gibiydik" diyor.
Söylediğinden bir şey anlamıyoruz... O devam ediyor:
"Terör varken... Kendi tarlamıza memur gibi gider gelirdik... Güneş yükseldikten sonra gider... Akşam da hava kararmadan köye dönerdik... Şimdi çok şükür terör yok... Sabah, gün doğmadan tarlaya geliyoruz... Geç saatlere kadar çalışıyoruz."
***
KAZ EKONOMİSİ
Kars'a gelip de kaz eti yemeden dönmek, Paris'e gidip de Eyfel Kulesi'ni görmeden dönmek gibi bir şey.

Kaz eti... Eskiden kışları yenirdi. Şimdi... Her mevsimde var.
Akşam... Kars Kaz Evi... Nuran Abla (Yılmaz) işin başında. Mekân kalabalık... Çoğu yerli turist.

Sahnede folklor ekipleri... Kafkas oyunları... Âşıkların atışmaları... Şarkılar... Türküler.
"Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa" ile mekân dalgalanıyor... Fotoğraf çekenler... Alkış tutanlar.