İznik Konsili’ne asıl katılanlar Doğu’daki kiliselerdendi
MAKALE
Paylaş
01.12.2025 21:09
259 okunma
Erhan Afyoncu

Papa 14. Leoİznik Konsili’nin 1700. yıldönümü dolayısıyla Türkiye’ye geldi. 950 yıl önce Türkler tarafından fethedilen ve Türkiye Selçukluları’nın ilk başkenti olması hasebiyle bizim tarihimizde çok önemli yeri olan İznik’in Hıristiyan dünyasında da önemli bir konumu var. Ancak 325’teki İznik Konsili’ne katılan din adamlarının çoğu Batı’dan ziyade Doğu’daki kiliselerdendi

Hıristiyanlık tarihinde bütün piskoposların katılımıyla gerçekleştirilen, temel dini meselelerin tartışılıp karara bağlandığı genel (ekümenik) konsillerin ilki, İmparator I. Konstantin'in daveti üzerine 325 yılında İznik'te toplandı. Bu toplantı, dönemin ihtilaflı teolojik sorunlarıyla ilgili kararlar alınmanın yanı sıra kilisenin kurumsal yapısının şekillenmesinde de önemli bir dönüm noktası oldu. Bu konuda Turhan Kaçar, Mustafa Sinanoğlu, Mehmet Aydın, Ömer Faruk Harman, İsmail Taşpınar, Zafer Duygu, Ceren Pilevneli-Çubuk, Jörg Ulrich, Siren Çelik, Elif Tokay'ın İznik Konsili'yle ilgili araştırmalarına bakılabilir.

HAZRETİ İSA'NIN KİMLİĞİ
Hıristiyanlığın ilk dönemlerinden itibaren çeşitli kültürlerin ve anlayışların etkisiyle inanç konusunda farklı yorumlar ortaya çıktı. En çok tartışılan konu ise Hz. İsa'nın kimliği idi: "Hz. İsa sadece bir insan mıydı, yoksa Tanrı'nın kendisi miydi, ya da her ikisini birden mi taşıyordu?" Hz. İsa'nın tabiatı ve teslis anlayışındaki yeri, Tanrı ile ilişkileri, oğulun uluhiyeti ile Tanrı'nın birliğinin nasıl uzlaştırılacağı gibi itikadi konular II. yüzyılda da giderek artan ihtilaflara sebep oldu. Zafer Duygu, yeni yayınladığı çalışmasında İznik'e giden süreçte çarmıh teolojisi, Hz. İsa'nın yüceltilmesi, teslis ve Hz. İsa'nın konumu tartışmalarının çok önemli olduğunu ifade eder.


İznik Konsili ve Arius

Bazı gruplar Hz. İsa'nın sadece bir insan olduğunu, olağanüstü hiçbir yönü olmadığını savunuyordu. Onlara göre Hz. İsa peygamberdi, ama Tanrısal değildi. III. yüzyılda Antakya ekolüne mensup Lucian'ın, Hz. İsa'nın Tanrı'dan farklı ve aşağı bir konumda bulunduğu şeklindeki görüşü, IV. yüzyılda talebelerinden Arius tarafından teslis anlayışına karşı olan ve zamanla Ariusçuluk diye adlandırılan bir ekolün geliştirilmesine zemin hazırladı.
Ona göre "Tanrı bir, varlığı kendinden, doğrulmamış, ezeli ve ebedi, mürekkep olmayan, irade, ilim, gaye, hikmet ve kelam sahibi bir varlıktır. Tanrı başka varlıklar tarafından kavranamaz. O ezelden beri baba değildir, kendi iradesiyle oğlunu (İsa) yoktan yarattığında baba olmuş, diğer varlıkları da yoktan yaratmıştır". Yine Arius, İskenderiyeli Alexander'a yazdığı mektupta babanın oğlu kendi özünden değil, fakat diğer yaratılmışlardan da farklı ve üstün bir konumda yarattığını dile getirerek oğlun aracılık konumuna vurgu yapmıştır.

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya