Türkiye ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki haklarını görmezden gelen, her krizde Yunanistan ve hamiliğini yaptığı Kıbrıs Rum Kesimi’nden yana taraf alan, Kıbrıs meselesinde tek taraflı kararlarla Türkler’i köşeye sıkıştırmaya çalışan Batı, 200 yıl önce de Mora isyanına destek vererek Türkler’in katledilmesinin yolunu açtı
19. yüzyılın ilk çeyreğinde Rum isyanının çıktığı dönemde Avrupa yönetimleri, kendilerine de zarar vereceği için Fransız İhtilali kökenli milliyetçiliğe yol açmak taraftarı değillerdi. Ayrıca Osmanlı'nın parçalanıp, Rusya'nın Akdeniz'e inmesini istemiyorlardı.
Ancak Avrupa kamuoyu ve aydınlar aynı fikirde değildi.
YUNAN HAYRANLIĞI
Batılı aydınlar, Avrupa medeniyetinin köklerinin Antik Yunan'dan kaynaklandığını kabul ediyor ve borçlarını Yunan isyanına destek vererek ödemek istiyorlardı. Avrupa'nın eski Yunan'ı kendi medeniyetinin temeli olarak görmesi sonucu Osmanlı İmparatorluğu'na karşı yeni bir düşmanlık başlamıştı. Byron ve Hugo gibi edebiyatçılar, Delacroix gibi ressamlar, Beethoven gibi bestekarlar, Osmanlı aleyhine Yunan hayranlığı içeren eserler yayınlamışlardı.
Byron'ın "Childe Harold" ve "Turkish Tales" isimli eserlerinde Türkler zalim, Yunanlılar mazlum olarak gösteriliyordu.
Lord Byron'ın Yunanlılar hakkında yazdığı eserler, Avrupa'da Yunan hayranlığı başlatmıştı.
Avrupa'nın pek çok yerinde para toplanıyor, gönüllüler Mora yarımadasına gidiyorlardı. Fransız Jourdan, Türkler'e karşı Rodos Şövalyeleri'ni tekrar canlandırmak isterken, İngiltere'nin en önemli şairlerinden Lord Byron bizzat giderek Yunanistan'ın kurulması için çalışmıştı. Avrupa kamuoyu, Osmanlılar'ı Avrupa medeniyetinin kurulduğu topraklardaki Hristiyanlar'ı idare eden despotlar olarak görüyor ve Hristiyanlar'ın Müslüman hakimiyeti altında yaşamaya mecbur olmaları Avrupa için ayıp olarak telakki ediliyordu. Yunanlılar'ın Türk idaresinden kurtulması arzulanıyordu.