Gençlik mahremiyet ve değişim
MAKALE
Paylaş
11.07.2022 21:56
1.019 okunma
Dr. Necdet Subaşı

David Vincent'in vurguladığı gibi, mahremiyetimiz yani kişisel hayatımızın sırları kutuplardaki buzullardan daha hızlı erimektedir. Mahremiyetin bildik hâli hızla sönümlenmekte, çaresizce benimsediğimiz teknoloji ve hayat tarzlarımız, mahremiyetimizi hukuk sisteminin koruyabileceğinden çok daha hızlı bir şekilde eritmektedir. Mahremiyetin tercih edilen yeni formlarının hangi meşruiyet haritasına bağlı olduğu önemlidir ve bu bağlamda dinin, gelenek ya da paradigmanın ne ölçüde belirleyici olduğu sıkça müzakere edilmektedir.

Mahremiyet ve meşruiyet kavramı günümüzde genç kuşaklar etrafında sıkça tartışılmaktadır. Gençlik üzerine çoğalan beklentiler aynı düzeyde işleyen bir tedirginlik ve korkuyu da beraberinde getirmiştir. Dinî, siyasi ve kültürel kodların gençliği bir sermaye olarak nitelendiren geleneği bu yapı üzerine yoğunlaşan dikkatleri iyice artırmış ve derinleştirmiştir. Kuşaklar arası gerilimin varlığı yeni bir durum değildir. Birbirini takip eden yaş gruplarının içinde büyüyüp şekillendikleri "zamanın ruhu"na bağlı olarak kendine özgü bir varlık, evren ve hayat telakkisine sahip oldukları açıktır. Bir önceki "gelişkin" kuşağın sahip olduğu değerler dünyasının bir sonrakinde aynı yeterlilik içinde takip edilmeye değer bulunmaması çok sık rastlanılan kuşaklar arası çatışmanın fitilini ateşlemeye yetmektedir.

Kopuş, mesafe ve gerilim

Bununla birlikte insanlığın varlık dünyasında yer alışıyla birlikte kendini gösteren söz konusu çatışma süreçlerinin bugün yaşanılanlardan bir hayli farklı bir şekilde seyrettiğine de şüphe yoktur. Daha doğrusu 19. yüzyıldan itibaren içinde yaşadığımız dünyanın ürettiği yeni değerler gelenek ve modernlik arasında ciddi anlamda bir kopuş, mesafe ve gerilim üretmiştir. Aydınlanma, pozitivizm, rasyonalizm ve bu dünya tasavvuru etrafında biçimlenen modernite ve postmodernite verili insan kaynağının ahlak ve değer dünyasını yerle bir etmiştir. Eskinin hükmünün kalmamasıyla da sonuçlan bu fiilî durum dünyanın nasıl okunması gerektiği, ilişkiler dünyasının hangi parametreler etrafında döndüğü ve bize bundan böyle neyin ya da nelerin iyi geleceği sorularına bulunan sıra dışı cevaplar yeni bir tasavvurun üzerine oturduğu farklı bir değerler evrenine işaret etmektedir. Kuşkusuz bu farklılaşmadan en çok etkilenenler kendisini daha başından itibaren yabancısı olmadığı bir evrenin içinde bulan gençler olmaktadır. Gençlik ister bir "alt küme" olarak değerlendirilsin isterse bir yaşam süreci olarak görülsün sonuçta bu kavram etrafında kendine yer bulan bir kategori günümüzde, geçmişte olandan bir hayli farklı yeni bir dünya algısına teslim olmuş durumdadır. Değer ve ölçütler, teoloji ve ahlak gibi konularda açıkça kendini yansıtan bu durum nihayetinde alışılmamış bir yaşam döngüsünün bundan sonra hayatı kuşatacak yeni vizyonunu oluşturduğunu göstermektedir. David Vincent'in başka bir bağlamda vurguladığı gibi, mahremiyetimiz yani kişisel hayatımızın sırları kutuplardaki buzullardan daha hızlı erimektedir. Mahremiyetin bildik hâli hızla sönümlenmekte, çaresizce benimsediğimiz teknoloji ve hayat tarzlarımız, mahremiyetimizi hukuk sisteminin koruyabileceğinden çok daha hızlı bir şekilde eritmektedir. İnsanlar teknolojiyle aşırı derecede haşır neşir olmayı tercih ederek hem "yalnız kalma hakkı"ndan vazgeçmektedir hem de kendini gönüllü olarak ifşa etmektedir.

Değişimin niteliğine ilişkin karmaşık analizler bugün hemen her fırsatta birbiri ardınca ele alınmakta, başta dünyanın nereye gittiği sorusu olmak üzere özellikle yeni neslin duygu ve hayal dünyasının yöneldiği alanlar hakkında yoğun polemikler yaşanmaktadır. Gençliğin geleneğin yaslandığı kadim değerlerle ne ölçüde temas içinde ya da arzusunda olduğu sürekli dile getirilen kaygıları besleyecek şekilde yorumlanmaktadır. Genel yaklaşım hangi minvalde şekillenirse şekillensin mevcut gençliğin toplumun öteden beri üzerinde uzlaştığı ve etrafında kenetlendiği anlam ağları ve sabitelerde dikkate değer bir aymazlıkla, ihmalkârlık ya da ciddi bir soğuklukla hemhal olduğu olduğu yönündedir.

Sorun en başta klasik dünyanın mirasını içselleştirdiği iddiasını taşıyan geleneksel gidişatla yeni ve modern olan arasındaki ayrışmada ortaya çıkmaktadır. Gençlik bağlamının kuşattığı bir dünyada mahremiyet ve meşruiyet kavramları hızla değişmekte, söz konusu kavramların etki ve yaptırım gücü de şaşırtıcı bir şekilde dönüşmektedir. Mahremiyetin yasaklarla, sınır ve dengeyle içeriklendirilen anlamı ciddi bir değişimle karşı karşıyadır. Makuliyet, kabul görme ve onay duygusuyla birlikte anılması gereken meşruiyet ise mahremiyet kavramının sahip olduğu değişimden aynı düzeyde nasibini almış, o da klasik hukuki düzlemlerin ortaya koyduğu yasallıktan uzaklaşarak yeni bir sosyal psikolojik alan üretmiştir.

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Dr. Necdet Subaşı

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya