16 Eylül 1982'de Lübnan'ın başkenti Beyrut'un güneyinde 3 gün süren kanlı bir katliam meydana geldi. Burada bulunan Sabra ve Şatilla Filistin mülteci kamplarında çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuklardan oluşan Filistinli mülteciler, milislerin kullandığı ağır silah ve bombaların yanı sıra balta ve kesici aletlerle vahşice öldürüldüler.
Dönemin İsrail Savunma Bakanı Ariel Şaron'un komutasındaki askerler gece boyunca katliamcıların işini kolaylaştırmak için aydınlatma fişekleri kullandı ve çeşitli destekler sağladı. İnsanların kaçmasını engellemek için ise kamplar etraflıca kuşatıldı. Ve bir sürü işkence…
Filistinli mülteci Hasaneyn: ‘Katliamın üzerinden 36 yıl geçti ama hala hatırladıkça sinir krizi geçiriyorum.’
Peki bugün bu soykırımı her yıl yas ile anmamız ve bu katliamın başrollerine buğz etmemiz gerekirken, ne yapıyoruz? Biz umursamadıkça ne yapılıyor?
Marvel Stüdyoları, 3 Mayıs 2024'te vizyona girecek olan Kaptan Amerika 'Yeni Dünya Düzeni' filmi ile bu katliamı adeta tekrar hatırlatarak kutsayacak. Filmin başrolü bir süper kahraman ve adı ise Sabra. İşin diğer bir ilginç yanı Sabra’yı canlandıracak kişinin de İsrailli bir aktris olması.
Tüm bunlar olurken gelen binlerce tepki üzerine, bazı medya kuruluşları Sabra isminin art niyetle konulmadığı da ileri sürdü. O zaman sormazlar mı: Marvel gibi yıllardır film endüstrisinde olan bir kuruluş, bu ince ve önemli nüansı, hangi mantığa dayanarak göz ardı etti? Bir insanlık dramını hatırlatacak ismi hem başrole vererek hem de onu kahraman ilan ederek nasıl olur da gelecek olan haklı tepkileri hesaba katmadı? Düşünmedi? İhmal etti?
Çocuk kandırmaksa niyet, o film ile ancak bu yapılır…
Yeni dünya düzeninde artık süper kahraman figürü olarak sadece Amerika değil İsrail de yerini aldı. Fakat yaptıkları soykırımları anlatmak için değil, dünyayı kurtarmak için!
Trajikomik olan da bu…