“Kapalı kapılar ardında “Sizin dediğiniz gibiymiş” diyorlar. Hafter’le karşılaştırınca Ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakanı Serrac güvenilir birisiymiş diyorlar. Ancak bunu açıklamak aynı zamanda Türkiye’ye kredi vermek anlamına geldiği için onu da yapmıyorlar.”
Ankara’da pek çok memleket meselesinin yanında Libya için de mesai harcayan üst düzey bir yetkilinin sözleri bunlar.
Kullanılan ifadelerde kast edilen çevreler, Libya konusunda nerede durdukları tam olarak anlaşılamayan çoğunlukla batılı ülkelerin yetkilileri.
Libya dosyası Türkiye için artık bir ‘iç mesele’ olarak görülmeli.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın korona günlerinin başlamasından sonra yaptığı konuşmaların birçoğunda Libya’dan da söz etmesi, Ankara’da bu dosyanın yakından izlendiğinin açık bir işareti.
Önceki gün Ankara’nın açıktan destek verdiği, Birleşmiş Milletler tarafından meşru hükümet olarak tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne bağlı güçler, kritik öneme sahip Vatiyye Askeri Hava Üssü’nü ele geçirdi.
Bu, darbeci Hafter güçleri için çok kötü bir haber.
Neden derseniz, 2014’ten beri ellerinde tuttukları bu hava üssünü, hava saldırıları için de aktif şekilde kullanıyorlardı.
Şimdi o üste bu güçlerini de kaybettiler.
Ulusal Mutabakat Hükümeti yetkilileri, Libya’nın bütün kentleri özgürleştirilene kadar ilerleyişlerini sürdüreceklerini ilan etmiş durumdalar.
Bununla birlikte, Ankara’da kulak verdiğimiz yetkili isimler, zafer sarhoşluğuna kapılmak yerine ihtiyatlı bir dil kullanmaya devam ediyorlar.