Bilimsel tecessüs, araştırmacının peşine asla bırakmaz. Bir zamanlar soru olarak aklına düşmüş konular, ilgisinin yoğunlaştığı alanlar, rüyalarında bile onunla birliktedir. Bakmayın siz değişik mevzularda, hele hele siyasetle ilgili kalem oynatıp durduğumuza, bizim de aklımız her daim, psikolojik sağlıkla ilgili meselelerde, cevabını arayıp durduğumuz bilimsel sorularda.
Bilen bilir, yıllardan beri "Türk grup davranışı" veya "Türklerin psikolojisi" adı altında ana dili Türkçe olan insanların, temel davranış kalıplarını, tarih boyunca davranışlarına yön veren saikleri araştırıyoruz. Bu kapsamlı araştırma alanı, bugüne kadar birçok tez öne sürmemize, makale ve kitap üretmemize sebep oldu. "Türk Grup Davranışı", "Türklerin Psikolojisi" ana kitaplarından ayrı olarak, " Yedi Düvele Karşı: Türklerde Liderlik ve Fanatizm", "Türk"ün Göçebe Ruhu" kitaplarımız yayınlandı. Türklerde akrabalık ve kadın-erkek ilişkilerini inceleyen çalışmamız ise epeydir masamızın üzerinde duruyor, yoğun gündemden başımızı kaldırıp kendisiyle ilgilenmemizi bekliyor.
Türkler gibi büyük bir etnik topluluğa ait psikolojik özellikleri incelemek, çok büyük sorumluluklar gerektirdiği gibi tedbirlere de ihtiyaç gösteriyor. Mesela çalışılan alanların sınırlarını çok titizlikle belirlemek, sınır ihlali yapmamak, kavmiyetçi tuzaklara düşmeden, tarafsızlığına toz bile kondurmadan çalışmak icap ediyor. Bugüne kadar beşeri bilimlerde ortaya konan bilgi birikiminden yola çıkarak bir topluluğun tarih boyunca süren davranış kalıplarını ortaya koymak için o topluluğun en ilksel (primordial) inançlarını, yazıyla ya da sözle, mekânla, parayla ve eşyayla, silahla, toplumsal cinsiyetleriyle, kendisiyle, diğer kültürler ve uygarlıklarla ilişkilerini incelemek gerektiği sonucuna vardık. Çalışmalarımızda bu hususları Türklerle ilgili olarak açıklığa kavuşturmaya gayret ettik.