Petro zamanı; Erdel, Boğdan ve Karadağ’daki ayrılık çalışmalarının başlaması, bunlardan Erdel ve Boğdan’ın seçilmesi, Rusların ilk yapılacak savaşın merkezinin buralar olmasını istemesinde asıl sebep halkın Hristiyan olması Karadağ'ın seçilmesinde ise Arazisinin dağlık olması isyanda savunmanın kolay olacağı fikrinden kaynaklanıyordu. Rus ajanları Petro’nun Hristiyanları özgürleştireceğini, çarın kendi milletinden başka Rumlarında imparatoru olduğunu yayıyordu. Dininiz, yurdunuz, şeref ve haysiyetiniz için dövüşünüz...! Sizin ve torunlarınızın İstiklali için kavgaya koşunuz...! Dinsiz Muhammed’in Torunlarını Arabistan çöllerine ve steplere sürünüz diye telkinlerde bulunuyordu.
Rus ajanları Petro’nun Hıristiyanları özgürleştireceğini, çarın kendi milletinden başka Rumlarında imparatoru olduğu fikrini yayıyordu.Eflak, Boğdan (Romanya)a gönderdiği ajanlar yoluyla tahrik edilirken Dimitri Kantemir Rusların yanında yer almış, ancak savaş sonrasında Rusya'ya kaçmıştı.
II. Katerina Dönemi.
Beşinci kol faaliyetlerinin başına Mareşal Munıch'ı getirdi. Mareşal önce 1736--39 yılları arasında Teselya'nın dağlık yerlerinde faaliyete başlamış Rumların isyanına zemin hazırlamıştı. Çariçe Elizebet öncekilerin izini devam ettirerek Mora’ya gelmiş yeni bir isyan dalgasını başlatmıştı. 1762 yılında bunları yaparken Hacı Murat isimli ajan önemli görev üstlenmişti. Ruslar Şubat 1770 tarihinde Mora sahillerine gelip kıyıya 500 asker çıkarınca önceden planlanmış duruma göre 70.000 Rum isyan bayrağını açmış, ancak Muhsinzade Mehmet Paşa Üzerlerine yürüyünce çil yavrusu gibi dağılmışlardı. II. Katerina Lübnan'daki Dürzi Emiri Yusuf Şihab'ı, Mısırda Memluk Ali Beyi desteklemiş, Mart 1773 yılında bombalanmış, ancak Türk kuvvetleri yetişince kaçmışlardı. 1774 yılında imzalanan Anlaşmalardan sonra Ruslar Ortodoksların hamiliğini üzerine almış, böylece bölgede büyük bir avantaj elde etmişti.
Sırplar sadık tebaa idiler Ancak 1798 yılında Osmanlıya isyan ettiler. Asıl isyan ise Kara Yorgi Başkanlığında 1804 yılında başlamıştı.1812 yılında imzalanan Bükreş antlaşmasıyla Sırplara Muhtariyet veriliyordu.
Rumları Tahrik Rusların başından beri istekleri idi. 1814 yılında Odesalı 2 Rum ve bir Bulgar Etniki Eterya Cemiyetini kurarak faaliyetlere başladılar. İlk isyanı 6 Mart 1821 tarihinde A. İpsilanti liderliğinde Romanya’da başlattılar. Ancak Romenleri yanlarına almayan Eteryacılar ciddi desteklerle Mora’da isyanın genişlemesine sebep oldular. 14 Eylül 1829 tarihinde Yunanistan'a muhtariyet veriliyordu.
1854 yılından itibaren Balkanlarda Panislavizim şiddetini artırıyordu. Özellikle 1864 yılından 1876 yılına kadar İstanbul’da elçilik yapan İgnatyef Osmanlıya korkunç tuzaklar kurarken Mahmut Nedim Paşayı kullanıyordu. Nedim Paşa İgnatyef'in dediklerini harfiyen yapması Panislavizmin yayılmasını kolaylaştırdığı gibi zirveye taşımıştı.
Panislavist ve Ruslaştırma Faaliyetinin Öncülerinden olan Nikolay İvanoviç İlminskiy (1822-1891) parçala böl, lisanlarını değiştir, yeni alfabeler kullanmalarını sağlamak gibi özellikle Türkistan’da uygulanan politikaları geliştirirken, Genaral Milowski Erzurum’da konsolosluk yaparken Kürtçenin alfabesi için çok çabalamasına karşılık başarılı olamadı. Onun bıraktığı yerden işi Fransızlar alıp yürüttü.
Kazan Ruhani Akademisi’nde öğrenim gördü ve daha sonra orada öğretmenlik yaptı. 1861’de Kazan Üniversitesi Türk-Tatar kürsüsü profesörü oldu. Tatarca ve Arapça bilirdi. Türk lehçeleri ve ilahiyat üzerine çalışmalar yürüttü. Rusya egemenliğinde yaşayan halkları Ruslaştırmak için uğraş verdi....
İlminskiy, Rusya’nın Rus olmayan halklar üzerinde uyguladığı zorla Hristiyanlaştırma yerine yeni yöntemler önerdi. Dil, bu yöntemlerde çok önemli bir görev üstleniyordu. İncil’in Kiril alfabesiyle fakat her halkın kendi dilinde basılması gerektiğini savundu. Türk lehçeleri üzerine derin araştırmalarda bulunan İlminskiy, lehçeleri kendine özgü ayrı bir dil haline getirmek düşüncesini ortaya attı. Bu doğrultuda Rus olmayan milletlerin kendi dillerini Rus harfleriyle yazmaları düşüncesindeydi
İlminskiy tarafından ortaya atılan bu fikir 31 Mart 1906’da Rusya Eğitim Bakanlığı tarafından ilan edilen Rus olmayan milletlerin eğitimi ile ilgili layihada yer aldı. Her lehçe için ayrı bir yazı dili ve edebi dil yaratma faaliyetlerinde bulundu. Her boyun kendi şive-lehçe özelliklerine göre Kiril alfabesiyle ayrı ayrı kitaplar hazırlanması için uğraştı. Böylece Türk boyları arasındaki ayrışmanın artacağını ve Ruslaştırma faaliyetlerinin hız kazanacağını düşünüyordu.
İlminskiy’nin düşünceleri hem Çarlık Rusya’sında hem de Sovyetler Birliği’nde uygulama alanı bulmuştur. Rus olmayan halklar arasındaki lehçe farklılıkları güçlendirilmiş ve bu halklar iç içe yaşadıkları diğer halklarla anlaşabilmek için Rusça kullanmak zorunda bırakılmıştır.