MEŞRUİYETÇİLİK
MAKALE
Paylaş
28.09.2025 11:53
1.119 okunma
Abdurrahman Zeynal

Birkaç aydır Amerika’nın Ankara Büyük Elçisi durmadan kendini sömürge valisi gibi gösterip kabul edilemez cümleler kullanarak Ortadoğu’yu ABD’nin yeniden yapılandıracağını söylüyor. Öte yandan Erdoğan-Trump görüşmesinde gündeme gelen “sen seçim hilelerini iyi bilirsin” lafı meşruiyetin üzerine düşülen bir gölge oldu.

ABD Büyük Elçisi Tom Barrak son olarak Cumhurbaşkanına meşruiyet sağladıklarını söyledi. Bu Türkiye’nin müstemleke memleketi olduğu anlamını taşır. Türk Milletinin bir evladı olarak Barrak’ın bu teklifini reddediyorum.

Türkiye Cumhuriyeti bağımsız, sınırları belli uluslararası alanda tanınmış meşru bir devlettir. Bu asla değişmeyecektir. Değiştirilmesi teklif edilemeyecektir. Çünkü devletin meşruiyeti anayasası ve uluslararası anlaşmalar belirler.

Bu nedenle; Devleti yöneten insanlar, partiler, kurumlar meşruiyetçilik ilkesini tüm siyasal, sosyal aksiyonun ahlaki ölçü ve kılavuzu olduğunu kabul ederler. Etmek zorundadırlar.

Meşruiyetçilik, anayasal düzene karşı bulunan, kısaca meşru olmayan her türlü telkin ve davranışların ciddiyet ve inançla karşısında olmaktır. Yani hiçbir yetki sahibi anayasada neymiş, ben anayasayı tanımam diyemez. Deme hakkına sahip değildir. Anayasaya uymadığı halde kişi veya kuruluşlar meşruiyetini kaybeder.

Ayrıca her anayasal kurum anayasa ve kanunlarla kendine verilen yetkiyi aşamaz, zorlayamaz. Eğer kurumlar anayasa ve kanunları tanımam gibi bir iddia ve uygulama içine girerse meşruiyetçilik prensibini ortadan kaldırırlar.

Anayasa mahkemesi, Danıştay, Sayıştay, Yüksek Seçim Kurulu, HSYK, TRT ve diğer kurumlar anayasada kendileri için çizilen sınırları aşamamalı, birbirlerinin işlerine karışmamalıdır.

Meşruluk, milli iradeden kaynaklanan, meşru otoritenin emir ve yasaklarına itaat ve saygıdır. Medeni hayat tarzının bir gereği olan bu görev; hakkı, doğruyu ve güzeli arama, daha ileri ve yüce bir hayat tarzını, meşruiyet çerçevesinde gerçekleştirme hak ve çabasından feragat manasına gelmez. Sulhçu, hürriyetçi bir gelişmeyi tazammum eder.

Meşruiyetçilik, insana ve millete saygının, onun kendi geleceğini tayin konusunda rüştüne olan samimi inancın tabii bir gereğidir.

Rahmetli Aykut Edibali bir yazısında “ahlaki bir ilkeyi ayakta tutmak için bin iktidardan vaz geçerim” demişti. Demek ki, kim olursa olsun meşru olabilmesi için TBMM’de yaptığı yemine uygun davranmalı ve mevcut anayasanın dışına çıkmamalıdır. Çünkü meşruiyetin kaynağı Türkiye Cumhuriyeti anayasasıdır.

Son söz: Meşruiyetin yegane kaynağı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve hür seçimlerle halkın sandıktaki tercihidir.

28.Eylül 2025 ERZURUM

 

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya