Yıllardan beri özellikle Amerikan, İsrail, Alman, İngiliz ve Fransızların beslediği büyüttüğü terör hareketi elli bin insanımızın ölümüne sebep oldu. Binlerce ev yok oldu. Milyarlarca dolarlık maddi zarar oluşturdu.
Bebek katili KCK’yı kurdu. Yani PKK’nın Suriye kolu, Irak kolu ve İran kolu. Bunlar silah bırakacak mı? KCK toptan tasfiye edilecek mi? ABD ve yandaşları buna izin verecek mi? Bu sorular kesin cevaplanmadan Terörsüz Türkiyey'e ulaşmak imkânsız. Hiç kendimizi kandırmayalım.
Ancak geçen süre içinde sosyolojik gerçek dikkate alınmadı. Hâlbuki eğer doğru bir araştırma yapılıp ona göre politika üretilseydi şimdi karşılaştığımız acı gerçek ortaya çıkmayacaktı.
Kerkük’ten başlayıp Diyarbakır’a kadar coğrafi olarak dağlık olan bu bölgede farklı insan guruplarının yaşadığı görülecekti.
Bölgede Türkmenler, Türkler, Araplar, Ezidiler, Keldaniler, Asuriler, Kürtler, Zazalar, Nasturiler, Yahudiler, Arnavutlar, Moğollar ve Ermenilerin yaşadığı gerçektir.
Din olarak Müslümanlar, Hristiyanlar, Yahudiler, Gregoryenler yaşarken Sünniler, Şiiler ve diğer Hristiyan mezheplerinin var olduğu açık seçik ortaya çıkacaktı.
İşte batı istihbarat örgütleri bu insanları özellikle sözde Kürt olduğunu söyleyenleri eğitip donatarak Türkiye’nin, Irak’ın, Suriye’nin bölünüp parçalanmasına böylece Yahudilere oyun kuracakları bir alanı oluşturdular.
Babil sürgününden beri bölgede yaşayan Yahudiler kendilerini saklayarak, önce Hıristiyan kökenlileri kullanarak ve bölgede Kürtleşmiş Ermenileri el üstünde tutarak bugünleri hazırladılar. Öyle ki 1990 sonrası Kuzey Iraktan topladıkları on binden fazla insanı Hint okyanusundaki adaya götürüp eğitip, donatıp tekrar Kuzey Irak’a getirip yönetim oluşturmadılar mı?
Yeniden Milli Mücadele dergisi 1970 yılında bölgedeki meselelere doğru teşhis koymuş ve adına “Vatan Bölme Faaliyetleri” demişti.
Bölücülük faaliyetlerinin temellerini İngilizler atmış, Fransızlar desteklemişti. Ancak 1962 yılından 1972 yılına kadar bölgede faaliyet gösteren Amerikalı Barış Gönüllüleri insan eğitti. Devşirdi. Teröristlerin elebaşlarını yetiştirdiler. Eğittiler ve Türk-Kürt, Alevi-Sünni çatışmalarına yönlendirirken Irakta ve Suriye’de farklı metotları kullandılar.
Günümüze geldiğimizde her Millet Evladı Türkiye’de terörün bitmesini arzu eder. Artık yeter. Yeni acılar yaşanmasın der. Ancak kazın ayağının böyle olmadığı bir gerçektir.
Başta Amerika, İsrail ve diğer batılılar istemedikçe Türkiye’de terörün bitmeyeceği ayan beyan ortadadır. Batı Türkiye’yi bölmek, ulus devleti yok etmek istiyor. Bunu saklamıyor. Haritalar yayınlıyor. Projeler geliştiriyor.
O halde Türkiye’yi yöneten hiç kimse Türkiye’nin bölünmesini, mevcut ulus devleti, milli devleti ve çizilen sınırları, istiklal marşını, devletini dilini değiştiremez. Değiştirmek isteyenlere fırsat veremez.
Anayasanın ilk dört maddesini, 42 ve 66. Maddesini asla değiştiremez. Değiştirilmesi yönünde teşebbüs bile edemez. Bu “Milli devletin” olmazsa olmazıdır.
Barışa, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne evet… Etnik, mezhepsel ayrışmaya hayır demek her Türk evladının görevidir. Türkiye’de hiçbir akılı başında insan milleti, aşiretlere, soylara, soplara, mezheplere, inançlara göre bölemez. Bölmeye fırsat veremez.
Tarih bize bunu hatırlatmaktadır. Allah korusun bunun aksi bölgede önü alınamayacak yeni acılara sebep olur.
Benden hatırlatması… Allah devletimizi ve milletimizi payidar eylesin.
18. 10. 2025 ERZURUM