Önceki yazımızda başladığımız Kıbrıs’taki seçim sonuçlarının ekopolitik değerlendirmesine bu yazıda devam edeceğiz.
Kuzey Kıbrıs Türk devleti derken, Türkiye dışında hiçbir bağımsız devletin tanımadığı, 46 yıldır izole bir yapıyla ayakları üzerinde durmaya çalışan bir devletten bahsediyoruz.
Türkiye’nin Kıbrıs Türk kesiminin tanınmasında veya Kıbrıs sorununun bir çözüme kavuşması konusunda daha aktif olması gerektiğini hemen söylemeliyiz.
**
Önceki yazımızda da belirttiğimiz Kıbrıs halkının evrilmek istediği siyasi ve ekonomik yapıyı anlamaya çalışmak lazım.
Bir yanda federal yapıyı savunan (Rumlarla Türklerin aynı devlet içerisinde iki ayrı federasyon olarak hayatiyetini devam ettirmesi) bir kesim-Akıncı taraftarları, diğer yanda iki ayrı bağımsız devlet fikrinden yana Ersin Tatar’ı destekleyen (seçimi alan) bir grup.
Birtakım toprakların Rum kesimine bırakılmasını net olarak dile getiren Akıncı ve taraftarlarının %48.3 oy almasının (Kıbrıs’ın geleceğinin Rumlarla ve AB ile entegrasyonla daha iyi olacağını düşünenler) ülkenin eğitim, kültür, sağlık ve ekonomik politikalarının üzerinde inşa edildiği-aslında edilmediği arabesk zeminin ne derece verimsiz sonuçlar ortaya çıkarttığını göstermesi bakımından anlamlıdır.