Veli Onbaşı, Necati Hoca'nın babasıdır. Askerden sonra teskere bırakmış, onbaşı rütbesiyle Silifke' nin köylerinde Çiftlik' te ve Uzuncaburç' ta karakol komutanı olarak görev yapmıştır.
Uzuncaburç, Silifke'ye 30 km. mesafede Romalılar döneminden kalma antik bir kent.
Yıl 1945'ler. Veli Onbaşı Uzuncaburç'ta Karakol komutanı. Necati Hoca, evin en büyük çocuğu. Bu sıralarda 7-8 yaşlarında.
Bir gün, Küçük Necati, düşer. Ağlamaya, sızlamaya başlar. Kolunu ve ağzını gösterir. Veli Onbaşı, çocuğuna bir şeyler olduğunu düşünür. Hemen bir sınıkçı bulunmasını ister.
Köylüler yakın köyde bir kırık- çıkıkçı olduğunu bildirirler. Hemen atlı bir jandarma gönderirler. Bir kaç saat sonra jandarma sınıkçıyı getirir. Sınıkçı,acıdan kıvranan küçük Necati ' ye müdahale eder. Çıkan kolu tek hareketle yerleştirir. Sıra çeneye gelince :
_"Buna şu anda yapabileceğim birşey yok. Yarın gelip halledeceğim." der.
Ertesi gün erkenden gelir. Tek hareketle küçük Necati ' nın çenesini tak oturtur. Şaşkınlık geçiren Veli Onbaşı meraklanır, sorar:
_ Dün, bu çocuğun çenesine bakmadın da bugün nasıl yerleştirdin?
_Köyüme döndüm. Hemen mezarlıkta bir mezar açtım. İskelet üzerinde çene kemiğinin nasıl yerleştiğini öğrendim. Şimdi de Necati' ye uyguladım.
Küçük Necati' nin, kolu ve çenesi yerleşir ama, ömür boyu gözünün altında küçük bir iz kalır .